" Ağrıdağının yamacında bir göl vardır. Bir harman yeri büyüklüğündedir. Suları som mavidir. Her yıl bahar dünyaya yürüdüğünde, bir sabah daha gün doğmadan Ağrıdağının tekmil çobanları bu göle gelirler. Gölün kırmızı kayalıklarına, bakır toprağına kepeneklerini atar, bin yıllık sevda toprağına otururlar ve Ağrıdağının öfkesini kavallarıyla, hep bir ağızdan çalarlar. Akşam olurken de bir ak kuş gelir, küçücüktür. Kanadının birisini som maviye batırır, uçar gider. Arkada, az ötede de büyük bir at gölgesi göle doğru gelir. Gelir gelmez de ortadan kabolur gider. Gün kavuşur kavuşmaz da çobanlar kavallarını hep birden keserler ve Ağrıdağının karanlığında solar yiter, karanlığa karışırlar." Buna benzer paragraflarla başlayıp yine böyle efsanevi bir şekilde bitirmiş kitabını yazar, aslında burada bahsediyor kitabın hemen hemen içeriğinden ama ben yine de kısaca özetleyeyim SPOİLER İÇEREBİLİR; Ağrıdağlı olan Ahmet'in kapısının önünde birgün Mahmut Han'ın atının gelip durmasıyla başlıyor olaylar. Mahmut Han atını istedikçe Ahmet " o at bana yadigardır, töreler böyledir." diyerek atını ısrarla vermiyor,bunun üzerine Mahmut Han Ahmet'i, yanındaki Sofi'yi, ve Musa Bey'i yakalattırıp Zindana attırıyor, Orada da Mahmut Han'ın üç kızından biri olan Gülbahar ile aşkları başlıyor, kırk gün sonra babasının Ahmet'i öldürmesinden korkan Gülbahar, Zindancı başı olan Memo'dan yardım istiyor, anahtarı alıyor ve kaçmalarına izin veriyor, bunu duyan babası Gülbaharı zindana atıyor, buna öfkelenen halkta toplanıp saraya gidiyor ve gülbaharı oradan alıp Hoşap hanına gidiyorlar, Mahmut Han; Ahmet'in ağrıdağının en tepesine çıkması şartıyla bu evliliğe izin vereceğini söylüyor ona göre bu imkansız olay olduğu için bu işten böyle kurtulacağını düşünüyor çünkü Ağrıdağına giden herkesi dağ, taşa çeviriyor. Ahmet teklifi kabul edip dördüncü günün sonunda ateşi yakıyor, geliyor Gülbahar'ı alıyor ama gülbahara asla yanaşmıyor çünkü " beni zindandan kurtarmak için Memoya ne verdin." diyor, gülbahar saçından bir parça verdiğini saklayarak bir şey vermediğini söylüyor buna inanmayan Ahmet kendini göle atıyor, Gülbaharsa ardından gölde ağıt yakıyor. Kimine göre hikayenin başında yer alan kuş Gülbahar, at ise Ahmet'tir. Bu efsanevi aşkta böylece dillerden dillere yayılıyor. Kitabın içinde anlatılanlara göre bazı çizimler yapılmış ama ben benzetemedim ve bazı kelimeler, cümleler çok çok fazla tekrarlanmış, akıcılığı bozdu okurken o nedenle sekiz puan verdim. Ama her türlü efsaneleri ve hikayeleri deven biri olduğum için kitap genel anlamıyla güzeldi benim için. Tavsiye ederim :)

Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227.5k okunma

·

740 views

Tilya Alaşlı

@Guns_Roses ·

01 May 20:00

Bu sitede en az yazılan ve en az okunan, halbuki en fazla olmadı gereken inceleme kategorisine yaptığınız bu güzel katkı bir çırpıda okunup hafızada kitabı okuma arzusu uyandırıyor. emeğinize teşekkürler

Ayşegül

@SayfalardaYolculuk ·

01 May 22:50

Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim 🙏🏻☺️

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşegül