İntikam peşinde koşan saplantılı bir katil... Birbirlerine sevgiyle baglı bir aile... Sevdiklerini korumak için hiçbir şeyden çekinmeyen bir leydi... Kendine has vaka çözme yöntemleriyle tanınan, suçlu profillerinde uzman, zeki, karizmatik, cesur ve kararlı bir dedektif… İşte maceramızın başrolleri… Breanna Colby, yıllarca babasının demir yumruğu altında büyüdüğü için, baskı altında sakin kalabilme konusunda oldukça başarılıydı. Narin ve kırılgan görüntüsünün altında kararlı ve güçlü bir kişiliği olduğunu, ancak O’nu yakından tanıyanlar bilirdi. Kardeşten öte kuzeni Anastasia’yı ve kendisini tehdit eden kiralık katil de, Breanna’yı yeterince tanımıyordu. Ama, avıyla oynayan bir yırtıcı misali yaptığı hamlelerle yıpratmaya çalışıyordu, her ikisini de. Büyük bir tesadüf eseri o sırada Londra sosyetesi soyluları da esrarengiz cinayetlere kurban gidiyor, eşleri de ortadan kayboluyordu. Bir taraftan bu cinayetler, bir taraftan da doğrudan Breanna’ya gelen tehditler daha sıkı tedbirler almalarını ve Damen’ın arkadaşı olan yetenekli dedektif Royce Chadwick’i yardıma çağırmalarını zorunlu kılmıştı. Royce, vakalarını peşine düştüğü suçluların davranış kalıplarını, düşünme tarzlarını yorumlayarak çözüyordu (şimdiki profil uzmanları gibi). O döneme göre oldukça sıradışı olan düşünce ve hareket tarzının üzerine cesareti, kararlılığı, zekası da eklendiği zaman, vakaları büyük oranda çözüme ulaştırıyordu. Royce, Damen’in hatırına Medford Malikanesi’ne geldiği ilk andan itibaren, Leydi Breanna ile birbirlerinden oldukça fazla etkilenmişlerdi. Başlangıçta Royce ne kadar titiz araştırma yaparsa yapsın, katil her hamlelerine cevap veriyor, her defasında hep onlardan bir adım öndeymişçesine hamlelerini daha gerçekleştirmeden tahmin edip önlemini alıyor ve giderek pervasızlaşan tehditlerine devam ediyordu. Bu da Anastasia, Breanna ve Damen’ın endişelerini daha çok arttırıyordu. Olayın çözüm süresi uzayıp Royce Breanna’yla daha fazla zaman geçirdikçe de, aralarındaki çekim ve bağ giderek güçleniyordu. Araştırmaları derinleştikçe işin ucu hiç beklemedikleri kişi ve olaylara bağlanıyor, çözüm için uğraştıklarını düşünürken sanki daha bir karmaşıklaşıyordu olaylar. - Katil kimdi? - Şehirdeki cinayet ve kayıpların arkasında kim vardı? Breanna ve Royce, adım adım hem bu gizemleri, hem de aralarındaki duyguların ruhlarında yarattığı karmaşayı çözmek için ellerinden geleni yaptılar. Damen, Anastasia, Wells ve Hibbert de Royce’un tüm planlarına titizlikle uyum sağladılar. Katilin hamleleri ve onun içsesinden okuduğumuz bölümler, kitabın gerilim dozunu yükseltirken, Damen – Anastasia, Royce – Breanna bölümleri romantizmi, Wells’in olduğu bölümlerse, aile sıcaklığını hissettiriyordu kitapta. Hem romantik kısımları hem de katille olan kedi fare oyunu kısımlarını severek okudum. Arka planda romantizm ve aile olsa da polisiye gerilim yönü biraz daha ağır basan bir kitaptı. Kitabın karakterleri, olay örgüsü, dilinin sadeliği ve akıcı anlatımı oldukça iyi olsa da, ilk kitaptaki duygusal kısımlar daha çok hoşuma gitmişti. Yine de, bütününe baktığımda güzel bir seriydi diye düşünüyorum. Bu nedenle de, historical okumayı seven ya da bu türde okumaya başlamak isteyenler bu kitaba şans verebilirler diyor, keyifli okumalar diliyorum herkese. Kitaplarla kalın.

Kalbimdeki MühürAndrea Kane · Siyahinci Yayınları · 201254 okunma

·

34 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

papirusktp