Ölü ozanlar derneği ilk olarak filmi çekilmiş ve sonrasında kitaplaştırılmıştır. ben ilk kitabını okuyup izlediğim için filmini daha çok sevdiğimi dile getirmeliyim. Filmde ve romanın da , 2 tema olarak işlemiş ailenin baskısının birey üzerindeki etkisi ve anı yaşamak kavramı üzerinde fazlaca durmuştur. Okulun çok disipli bir yer olması, oradaki öğrencilerin okullun kurallara bağlı kalmasına ve özgür düşünmelerine izin verilmeyen bir zihniyetin kurbanı olmasıyla başlar . tabi her yerde olduğu gibi bazı şeylere farklı bakanlar olacaktır bu da bay keating'e düşen roldür. Roman ve film boyunca o , sistemin kötü zihniyetine bağlı kalan çocuklara yol göstermek için türlü türlü şeyler dener ve başarılıda olur . Onun sayesinde Neil ve todd denen cocukların hayallerini bulmasına ve hayalleri için farklılaşmaya izin verdiği sürece tanık olacağızdır. Bunlarında yanında sormamız gereken sorulardan biri; toplumda farklı fikirler üretenler, yeni alışılmamış bir şey ortaya atanlar, topluma ve insanlara yön vermek isteyen aydınlar neden toplumun cahil zihniyetinin ağına takılmak zorundadır? Herkesin herkesten farklı olması daha iyi olması gerekirken bunu daha kötüye çeken bir zihniyet vardır. Baskıcı ve mükemmeliyetçi , peki bunu savunan kesim , ne yaptı ki ? Toplum içinde bu kalıplaşmış ve monoton yaşayan insanların var olması, ülkede farklılıklara tahammülün olmadığını gösterir. Burada da Kaptan'ın , diğerinden daha canlı daha farklı özgün düşüncelere sahip kendini yetiştirebikeceği gençlere örnek bir yaşam göz önüne serer. Roman ve filmde de, baş karakterlerimizden Neil ve todd'un ön planda olduğunu görürüz. Biri her şeyde çok iyi olmasına rağmen anne babasının mükemmeliyetçiliği yüzünden neyi sevip sevmediği ile ilgilenmezler, zaten bu Neil'in hayattan kopmasına ve hayallerini seçip onunla ölmesiyle sonuçlanır. Oda arkadaşı todd ise ailesinin, ilk oğullarının onların isteklerini karşıladığı için birinci konuma gelirken, todd ise daha ikinci konumda kalmıştır. Todd aile sevgisinin çok çalışarak bunu kazanabileceğini düşünür hatta bu yüzden sosyal olmaktan kaçtığını okuruz, hatta carte diem sözü aklını karıştırır yer yer ... Ama oda arkadaşı ve kaptan onu destekler. Sonunda todun anı yaşamaya çalışması ve şiirle iç içe geçtiğini okuruz. Biri hayallerini bulur ve onu kalıplaşmış düşünceleri olan ailesi yüzünden kendini hayalleri için feda eder. Diğeri ise istemeye istemeye değişmiştir ve bu farklılıkları ile bütünleşir ama en sevdiği ve oda arkadaşı belkide dostunu, kalıplaşmış ve mükemmeliyetçi zihniyetin kurbanları olmuştur.

Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,3bin okunma

·

30 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

ϝɾαυʅҽιɳও