Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Öncelikle de, dünyadaki yetersiz beslenen insanların yaklaşık dörtte üçünün kırsal bölgelerde yaşaması gibi en önemli olgudan hareket etmek gerekiyor. Kırsal bölgelerde yaşayanların arasında çoğunlukla, yetersiz ekipmana, elverişsiz yerleşim yerlerine ve konutlara sahip köylüler var; aynı, kentlerde yaşayan ve kendileri kadar yoksul olan tarım işçileri, zanaatçılar ve tüccarlar gibi. Diğer yetersiz beslenenlere gelince, çoğu, sefäletin kendilerini sığınma kamplarına ya da kentlerin, yeterli geçim araçlarının bulunmadığı sanayileşmemiş periferilerine ittiği eski kır insanları. Demek ki, her yıl on binlerce insanın kırsal göç olgusuyla kaybedilmesi, kırlardaki açların ve yoksulların sayısını azaltmıyor, üstelik var olan yoksulların ve açların sayısına hemen hemen eşit sayıda yeni yoksullar ve açlar ortaya çıkıyor. Öyleyse dünyadaki aç insanların çoğunu, kentlerdeki besin satın alıcıları, yani tüketiciler değil, tarım ürünlerini üreten ve satan köylüler oluşturuyor. Ve onların artan sayıları, geçmişten kalan basit bir mirası değil, yüz milyonlarca yoksul köylünün bugünkü aşırı ve sürekli yoksullaşma sürecini ifade ediyor. Bu süreci açıklamak için, şu soruları sormamız gerek: Dünyanın çeşitli tarımcıları arasındaki eşitsizliklerin yoğunluğu nedir? Gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan bazı ülkelerde tarımcı bir azınlığın geliştirdiği Çağdaş Tarım Devrimi, bu eşitsizlikleri bu kadar ileri düzeyde nasıl çoğaltabilmiştir? Gelişmekte olan ülkelerin tarımcılarının yaklaşık üçte ikisi tarafından geliştirilen Yeşil Devrim, bu eşitsizlikleri neden sadece kısmen azaltabilmiştir? Bu tarım devrimlerinin sonunda ortaya çıkan ve reel tarım fiyatlarında düşüşe neden olan eğilim gelişmeyi nasıl durdurmakta ve gezegenin köylülerinin üçte birinden fazlasını nasıl yoksullaştırmaktadır?
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.