"HABİL'İN BAŞINA GELMEYENLER" "Eğer iyiliği de kötülüğü de bir kalıba koyarsan onun özünü bozarsın. İyilik iyi demektir, kötülük kötü demektir. Bu kadar basit. Allah insana vicdan vermiştir. İyiyle kötüyü ancak vicdanınla seçersin. Habil ve Kabil'in hikayesini biliriz. İki kardeşin hikayesini. Kıskançlık, ego, intikam, fazlası hep daha fazlasını isteme. Doyumsuzdur insanoğlu. İstedikçe ister, susadıkça susar, kanmaz. Ve öyle bir hırs bürürki en yakınının, öz kardeşinin canını kast etmeyi bile düşünür. Kast ederde. Zaman, devir, dünya değişse de, değişmeyen ne yazıkki miladı dolmayan kötüler mutlaka vardır. İçindeki kötülüğü zamanı gelince de öyle bir dışa vururlarki. Her insan şeytanını içinde taşır daima. Sadece çıkış anını bekler o şeytan. İyiler ise sadece iyilik yapmakla, iyi olmakla kalmayıp, kötülükten medet ummadan, kötülükle bir şeylerin olmayacağını anlayıp bir mücadelenin eşiğinde bulurlar kendilerini. Zordur bu mücadele. Engeller, taşlar, çıkmaz yollar vardır. Ama bilir ki sonu güzelse o yolun; onca uğraşa, çabaya değerdir. Yalnızlığımız, korkularımız, pişmanlıklarımız, hata, günahlarımız ile geçeriz hayat girdabından. Kâh düşeriz kâh kalkarız. Asıl pesedersek kaybederiz. Öyle anlar gelir ki tek çarenin sadece hayatına son vermek olduğunu düşünürsün. O, öyle bir andır ki sonudur hissiyatina kapılırsın. Aklın durur, beynin durur, inancın, sabrın durur. Tüm yolları denedim dersin ama 'o iç ses', susma diyen, vazgeçme diyen, sana mücadeleyi, iradeyi aşılayan 'o iç ses'. susturur içindeki şeytanı. Sana Habil olmayı vazgeçtirir. Habil'in babasının iş yaptığı ortaklarının mallarının çalınması ve babasının dolandırıcılıktan göz altına alınması ile başlar hikâye. Aniden çalınan kapı? Sahte kimlikler ile buradan uzaklaşmaları gerektiği söylenir annesi ile Habil'e. Dilini, lisanını bilmediği başka bir ülkeye başlarına geleceklerden habersiz başlar yolculuk. Henüz hiçbir işte çalışmayan, üstelik parası da yokturdur Habil'in. Hayatta kalma mücadelesi ile kalır baş başa. İyi ve kötü kavramlarınıda içinde barındırarak verir annesiyle mücadelesini. Kağıt, plastik, demir toplar annesi için. Onları bu yola iten Kamuran'dır. Habil ve annesi Gürcistandan geri dönebilecekler mi? Modern zamanda kötülerin, kötülüğün giderek çoğaldığı, herkesin kendine "Musa" olduğu bu dönemde tek kazancın sadece yaptığın "iyiliklerdir". "Sevgi iyileştirir, iyilik güzelleştirir." Felsefesinde devam edersek kazanamayacağımız hiçbir şey yoktur. İçinde aşk, kötülükle mücadele edip iyilikle bir olma savaşı veren sorgulatan kurgusu harika bir kitaptı. Habil olmak mı, Kabil olmak mı? İyi veya kötü Güçlü veya zayıf Doğru ya da yanlış Seçim senin? Kitapla kalın.

Habil’in Başına GelmeyenlerAtakan Mustafa Doğan · Mavi Gök Yayınları · 202413 okunma

·

66 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İLKNUR