Uzun 1 yolculuk...
Uzun bir yolculuğa çıkarız belki...
Ne dersin
Karlı bir kış akşamında
Buğulu camların ardından bakardık yollara
Bacasından gri duman tüten soluk sarı ışıklara
Belki daha sıkı sokulurduk birbirimize
Isıtmak için ruhumuzu
Belki el ele tutuşurduk hasretle
Belki de...
Belki de yanıp tutuşurduk.
Oysa iki yabancı gibiyiz değil mi son günlerde
Ne oldu niye kaybettik birbirimizi
Eski eşyalar gibi...
Raflara mı kaldırdık sevgimizi
Sanki hiç tanışmamışız
Ya da tanıyamamışız
Tekrar baksak mı ki gözlerimize
Değer verir miyiz sözlerimize
Belki bir şarkı mırıldanırdık birlikte
Aynı kalpte atardı belki nabzımız
Dillerimiz...
Ayrı olsa bile...
Eksilen ne idi aşk mı?
Zaman mı?
Ne için vaz geçtik bir birimizden
Neydi biriken bu ayrılık
Birbirimize sarılırken
Kavuşmak mümkünmüdür
Bu trenin rayları gibi yan yana uzanırken
Belki de uzun bir yolculuğa çıkardık
Ya birlikte...
Ya birliksiz.
Ya yeniden atardı kalbimiz
Ya da donardı hissiz.
Neden çok uzağız yakınken
Kalplerimiz niye farklı hengameler de
Önce özür mü dilemeli...
Ya da yeniden başlamak için mi ölmeli
Sahipsiz mi donmuş avuçlarımızdaki kalplerimiz
Ya da donuklaşan bakışlarımızdaki, fahrenayt mı yetersiz...
Hiç zor olmamalı oysa...
Yeniden el ele tutuşmak
Ve tek yürekte buluşmak
Bir hohlasak belki de eriyecek
Buzlar, donmuş kalplerimizde
Aşk denilen kuş uçar gider
Beklemez ki yerinde
Uzun bir yolculuğa çıkardık belki sokulurduk birbirimize
Buğulu camlara bakar...
Ağlardık sessizce.
YILMAZ TİZGÖL
15 Aralık 2023
MOSKOVA