Sırlı tuğla, tuğlanın firuze, patlıcan moru, lacivert sırla kaplanıp fırınlanması ile elde edilir. Genellikle tuğlanan dar ve uzun yüzü sırlanır. Bu şekilde hazırlanan sırlı tuğlalar gereğinde isteğe göre kesilebilir ve yan yana getirilerek de koratif düzeyler sağlanır. Genellikle Selçuk devri sırlı tuğlalarında silis oranı yüksek, iyi yoğrulmuş hamurlar kullanılır. Daha sonraki devirlerin aksine çoğunlukla hamur ile sır arasında astar yoktur. Sır tabakası daha önce kitle halinde hazırlanmış sırların ezilip toz haline getirilmesi, su ve istenen renge göre metal oksitleri ile karıştırılmasıyla elde edilir. Fırınlamada sır erir ve tuğlanın üzerini renkli, cam gibi saydam bir tabaka kaplar. Sırrın rengi ancak fırınlamadan sonra ortaya çıkar. Özellikle bakır oksitli, firuze renkli tuğlalar çok kullanılır. Daha yeşile bakan firuze sırlarda kurşun oksit oranı yüksektir. Kobalt mavisi olanlarda kobalt oksit, patlıcan moru olanlarda mangan oksit kullanılır. Siyah mangan ve bakır oksit veya mangan ve kobalt oksitin karıştırılması ile elde edilir.
Selçuk devri minare ve türbelerinde kullanılan sırlı tuğlalarda ana renk firuze dir. 13. yüzyılın ilk yarısından sonra firuzenin yanı sıra patlıcan moru ve kobalt mavisi renkler bollaşır. Yüzyılın ortalarına kadar genellikle sade olan firuze bandlar, kûfi kitabeler şeklindeki çini dekor, yüzyılın ortalarından itibaren belirgin bir zenginleşme gösterir. Sırlı tuğla ve çini malzemeyle bütün minare gövdesini saran geometrik şekiller, baklavalar, yatay ve dikey uzanan zikzaklar, diyagonaller, yivler, bilezikler, kûfi yazılar, şerefe altı dolguları, niş dolguları bezenir. 13. yüzyılın ikinci yarısında bezemenin zenginleşmesine paralel olarak çift minareler görülmeye başlar.
Sayfa 94 - Çini ve Seramik Sanatı Bölümünden