Gönderi

559 syf.
9/10 puan verdi
NOTRE DAME'IN ÇİNGENESİ Mİ OLSAYDI ACABA?
Üç haftadır neredeyse bu eser ile yatıp kalktım desem yeridir. İlkin müzikaline denk geldim ve bir ay öncesinden biletimi aldım. Sonra eserle ilgili hiç bir fikrim olmadığından, kitabını okumak istedim. Bu iki haftamı alan bir süreç oldu. Açıkçası kitabı okurken büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Nerede bu Notre Dame'ın kamburu? Kitabın ismine bakınca sanki başrol oymuş gibi hissettim ve beklentim büyük ölçüde onun üzerinde toplandı. Sonra 50. Sayfalarında kitabın orjinal isminin "
Notre Dame de Paris
Notre Dame de Paris
" olduğunu ve ne amaçla yazıldığını öğrendim. O zaman büyük bir aydınlanma yaşadım. Yoksa 250 sayfayı zorla ve hiç bir şey anlamadan okuyacaktım.
Victor Hugo
Victor Hugo
bu eserinde yıkılacak olan katedralin neden yıkılmaması gerektiğini aslında anlatmak istiyor. Bu yüzden ilk 250 sayfasında bolca Paris'ten ve katedralden, mimariden bahsediyor. Bu yüzden kitabın ismi beni hiç tatmin etmedi, beklentimi farklı yöne çekti ve okuma hevesimi bir tık azaltmış oldu. Fakat bunları öğrendikten sonra, geri kalan 200 sayfanın okunması benim için daha kolay oldu. Okul dönüşü bir kızım elinde de bu kitabı gördüm ve dayanamayıp konuşmak istedim. Kitabı nasıl bulduğu hakkında soru sordum ama bana kitabın çok ağır ve gereksiz tasvirlerle dolu olduğunu söyledi ve kitabı okumayı bırakacağını. Nedense buna biraz üzüldüm çünkü geri kalan kısımları çok daha can alıcıydı. Zaten ertesi gün elinde farklı bir kitapla onu görünce omuzlarım bir tık düştü. işte kitap isimleri bazen fazla yanıltıcı olabiliyor. En azından, kitabın diğer yarısında üç adamın da etrafında pervane olduğu Esmeralda'yla ilgili bir kelime seçilse çok daha anlamlı olabilirdi diye düşünüyorum. Çünkü Quasimodo'nun başlığa konulacak kadar başrol olduğunu ve kitapta yer edindiğini düşünmüyorum. Hikaye konusuna gelecek olursam burada herkesin bahsettiği bir aşk göremedim ben. "Aşk" yerine bolca "takıntılık" vardı. Tabii, sadece Quasimodo hariç. Aşk nedir ki Frollo gibi bir adamın uğruna sevdiğini öldürecek kadar sahip olmak istemesi. Gerçekten buna aşk deyip gerçek aşkı kötülüyor gibi hissediyorum. Aynı şekilde Phoebus. Gerçi onun için hiç aşık olmamış da diyebiliriz. Sürekli iki kadın arasında kalmış biri ve ikisiyle de olmak istiyor. Zor da kalınca da sözde sevdiği Esmeralda'yı yarı yolda bırakıyor. Esmeralda'ya gelince onun da Phoebus'a karşı hissettikleri aşkın nasıl olmaması gerektiği. Çünkü istediği kişinin asla onunla evlenmeyeceğini bildiği halde ona "sen istersen senin metresin, eğlencen, keyfin olacağım." tarzından cümleler kuruyor. Aşktan çok takıntı gibime geldi bunlar. Ya da fazlaca aşkın amacından çıktığı. Insanlar sevdiği insanların mutlu olmasını, acı çekmemesini ister. Aksi halde düşünmesi kişinin düşmanı olduğunu gösterir. Ben gerçekten aşkı, çirkinliğinden dolayı asla sahip olamayan Quasimodo'da gördüm. Sevdiği için, gerçekten zarar görmemesi için, elinden ne geliyorsa ardına koymadan ve onun mutluğu için kendinden bile umudu kesebilen biri... Bence aşk daha çok buna benziyor. Kitapla ilgili yazılacak çok şey var lâkin bununla ilgili çok güzel elestiriler okudum bolca. Aynı şeyi tekrar etmek istemiyorum bu yüzden çizgi filmine geçeceğim. Kitabı bitirir bitirmez hemen izledim ve açıkçası bazı karakterleri orada daha çok sevdim. Lakin gene favorim orada da kendini aşkı için arka plana atan Quasimodo oldu. Evet ve çok beklediğim muzikale gitmeden iki gün ince de 1998 deki Fransızca müzikalini izledim. Her şarkısına ve performansına hayran kaldım. Işte bu hevesle de Türkçe müzikaline gittim fakat ne göreyim: oyuncuların mimikleri o kadar iyiydi ki 3. Şarkıya kadar playback yaptıklarını anlayamadım. Zaten bundan sonra tüm hevesim kaçtı. Bunu bir saygısızlık olarak görüyorum. Müzikale sırf bu yüzden gidilmez mi? Canlı dinlemek için. Zaten hikayeyi kestikleri yer de beni hiç tatmin etmedi. Iki saatlik oyun molayla birlikle bile iki saat sürmedi. Açıkçası sadece bu müzikal için, bu kadar kafa yorduğum eserde tek beğenmediğim şey de gittiğim müzikal oldu. Olsun, eserin kendisi zaten okunmaya değer. Çizgi filmi ve 1998 Paris müzikali de izlemenizi tavsiye ederim.
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232.9k okunma
·
73 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.