•Değersiz Bir Hayat - Hanya Yanagihara•
"Dört yanı buzdan kapkalın duvarlarla, tabanlarla, tavanlarla çevrili bir su damlasının içine hapsolmuş gibi hissediyor."
Değersiz Bir Hayat
Merhabalar, bu kitabı sürekli kitap aldığım bir sahafın yoğun bir tavsiyesi üzerine almıştım lakin hiç beğenemediğim bir kitap oldu ama yine de incelemesini kendimce yapmak istiyorum. Yine meraktan birçok kitabın önüne koyarak okudum ve gerçekten beyhude zaman kaybı oldu benim için.
Kitabın konusuna gelirsek; Üniversiteden tanışan 4 erkek arkadaş. Nazik, yakışıklı ve oyunculukta kariyer yapmak isteyen Willem, ( Hep William diye okudum.) Sanat dünyasına hızlı bir giriş yapmak isteyen zeki ama bazen kalpsiz, pervasız olabilen JB, hayallerini gerçekleştirememiş, aileden zengin Malcolm.. Kitabın sonradan esas karakteri olduğu anlaşılan, bu arkadaş grubunun merkezinde duran bir kapalı kutu olan ve yaralarından asla kurtulamayan Jude...
Öncelikle neden beğenmediğimi anlatmak istiyorum. İlk başlarda roman tüm karakterleri tanıtarak başlıyordu. Yanılgılarını, hayal kırıklıklarını, hayattan beklentilerini, hayallerini, birbirleriyle olan dostluk bağlarını, çocukluktan yaralı ve travmaları olan Jude'a yardım etmek için yaptıkları fedakarlıkları... Sonra birden roman sıkıcılaşmaya başladı. Olaylarda kopukluklar zaman mekan algısında değişkenler ve bariz bir şekilde yön değiştirmeye başladı ve bende hemen bitireyim falan diye kendimi acayip zorlamaya başladım. Evet, Jude annesi ve babası olmayan sokakta bulunmuş bir bebek. Jude'un çocukluğu gençliği anlatılıyor ara kısımlarda ve flashback şeklinde. Jude ile en iyi bağlantı kuran en iyi anlayan ve anlaştığı arkadaşı Willem. Jude geçmişte akla hayale gelmeyecek korkunç şeyler yaşamış yüreğimde hep bir buruklukla okudum. Güvendiği biri tarafından ( Manastırdaki rahiplerden kendisine Luke Birader denilen biri.) Bu adama nefretimi kussam diyecek kelimeler tükenir. Kurtulacağız, bir evimiz olacak, baba - oğul olarak yaşayacağız diye kandırılıyor ve kötü olan şeylerden kurtulmak isterken daha da kötü şeylerin içine düşüyor. Kaldırabilecek arkadaşlar okusun, zira ben kaldıramadım ama yarım bırakmak gibi bir huyum olmadığı için bitirdim. Pedofili, cinsel istismar, fuhuş ve daha anlatılamayacak şeyler barındırıyor kitap Jude karakteri üzerinden. Luke, Jude'a kötü şeyler yaptırırken polis baskın yapıyor ve Luke intihar ediyor, Jude bir şekilde kaçmayı başarıyor ve kader ona yine gülmüyor. Kendini doktor olarak tanıtan sadist birisi tarafından aylarca alıkonuluyor ve sadist psikopat doktor bilerek Jude'u arabasıyla eziyor. Jude maalesef sakat kalıyor.
Jude'un karşısına üniversitede Harold adlı hoca çıkıyor ve onu ölen oğlunun yerine koyarak evlatlık alıyor. Jude'u hukuk alanında eğitiyor, Jude ipe sapa gelmez dişli bir avukat oluyor, en zor davalar bile elinden kaçmıyor. Jude o kadar zeki becerikli ve yakışıklı ki onu gören sadece avukat vasfıyla biliyor. Fakat kazanın ve yaşadığı travmaların etkileri hayatının her alanında kendini krizlerle, kendine zarar verme eylemleriyle gösteriyor. Sürekli kendisini kesiyor, istisnasız her gün her gece. Kollarında bacaklarında derin yaralar açıyor. Willem her zaman yanında ama ona yine engel olamıyorlar. Bu durumlar Jude'u tahmini imkansız şekilde çok yıpratıyor ve Caleb adlı bir adamla kendine acı çektirmek için ilişki yaşıyor ve bu durum onu onarılmaz yıkımlara sürüklüyor. Evet, kitapta çok ağır konular, travmatik olaylar, şiddet, başka boyutlara varan şeyler var. İlerleyen zamanlarda Willem ve Jude'un dostluğu aşka ve birlikteliğe dönüşüyor benim saygım sonsuz fakat yargılayacak olan okurlar hazırlıklı olsunlar. Ama çok dokunaklı bir ilişkiydi. Kitabın birkaç bölümü Harold'un perspektifinden aktarılıyor, bu biraz farklılık katmış kitaba.
Olaylar arasındaki su götürmez kopukluklar vardı. Kitap 4 karakter üzerinden şekillenecek sözde ama sadece Jude karakterini mazoşistlikleri, bilerek isteyerek bunları yapması, kitabın başından sonuna kadar kendisine yaptığı işkenceler ve o kadar detaylı anlatılmıştı ki midem kaldırmadı. Ama aslında içindeki acıyı, yıkımı o şekilde atıyor, içinin yaralarını dışına akıtıp kanatarak kendini ve ruhunu arındırmaya çalışıyor bir nebze de olsa. Acıyla baş etme yöntemi o, ama o şeyleri yaşamak akla sığmayacak cinsten. Ayrıca kitaptaki tasvirler ve psikolojik analizler de yetersizdi. Ama duyguların yoğunluğu karakterlerin birbirine bağlılıkları güzeldi. Willem olsun, Jude olsun, Harold olsun, Julia olsun, doktor Andy olsun...
Son olarak bazı yerlerini gerçekten ruhum ve kalbim kaldırmadı, Jude karakterine çok üzüldüm ve içim kanadı. Bir karakter bu kadar mı şanssız olmalıydı en azından sonunda küçük bir mutluluğu hak etseydi
sevgili yazar hanımefendi değilmi ama? Kimsenin böyle şeyler yaşamamasını temenni ederim. Beğenemedim dedim durdum ama bu kadar travmatik ve hassas konuları kaldıramadığımdan mıdır acaba? Ama altını çizdiğim çok cümle oldu. Ayrıca zorlu bir okumaydı da benim için. Tavsiye eder miyim bilemiyorum ama okuyacak arkadaşlara iyi okumalar diliyorum...
Kitaplarla ve hep kitaplarla kalın.<3
"Keşke yaşadıklarımız keyifsizlikle kalsaydı ama meğer kadersizliğin ayak sesleriymiş."
Değersiz Bir Hayat
Hanya Yanagihara
·
1 plus 1
·775 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.