"Hayır sevgilim. Sen olduğun gibi güzelsin, çok değerlisin. Hep öyleydin, öyle kal... Ben seni seviyorum, oldukça fazla... Evet seni unutur gibi olduğum zamanlar oldu doğru, lakin hiçbir zaman tam anlamıyla gidemedim senden. Hep aklımdaydın ben fark etmesem bile bilinçaltım hep sendin. Zaten o yüzden değil miydi, gündüzleri unuttuğumu sanmam, geceleri seni rüyalarımda görüyor olmam. Bunca zaman kendimi ve seni bırakmadım elbette. Hep çalıştım, uğraştım. O mermer bloğa senelerce bakıp duran Michelangelo aslında bendim. Kendime ve bize daha iyi bir yaşam yaratabilmek için çalıştım, çabaladım. Birçok şey düşündüm, birçok şeyde ilerledim. Evet belki son zamanlardaki kadar yoğun çalışmadım hiçbir zaman. Lakin hep didinmeyi sürdürdüm. Birçok şeyi atlattım, birçok şeyi aştım. Birçok şeyde ilerledim. Çok uzun bir zamandır uğraşmayı sürdürüyorum. Çabalarımın nihayete erişmesine az kaldı. Belki iyimser bir tabloda altı ay, belki bir sene, belki iki sene. Lakin güzel günler çok yakında. Kendimize, bize istediğimiz bir hayatı sunacağım. Çünkü bu dünyada bana en çok heyecan veren sensin. İçimde sana olan hislerimden yansıyanlarla güzel bir gelecek inşa ediyorum. Zaman zorlu, uzun... Çaba, süreç, güven, ve sadakat gerek. Bütün bunları söylüyorum fakat bir yanın evet bir yanın hayır diyor biliyorum. Çok kırgınsın, çok üzgünsün. Yorgunsun. Yılların hüznü ve yorgunluğu var üzerinde. Hakkındır, ne kadar kızsan, ne kadar söylensen hak veririm sana. Üzülürüm, harap olurum, yıkılıp paramparça olurum fakat anlarım seni. Sonra kendim için, senin için yine toparlarım kendimi. Ve tekrar ayağa kalkarım. Sonra acımla, hüznümle hiç olmadığım kadar güçlü olurum. Senin için uğraşırım, senin için mücadele ederim. Bizim için çabalarım. Seni anlamak için, seni hissetmek için elimden gelen ne varsa hepsini yaparım." (Jack Brighty'den)