Gönderi

184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
KIRDIĞIMIZ OYUNCAKLAR-SUNAY AKIN,184 sayfa, “Ziyaretçiler, çocuklarının ellerinden tutarak giriyorlar kapıdan içeri…Çıkarken, öteki ellerinden de kendi çocuklukları tutuyor!… Düşlerin, hayallerin tarihi ve çocukluğunuz sizi İstanbul oyuncak Müzesi’nde bekliyor…” Sunay Akın’ın “Bir Çift Ayakkabı” kitabından sonra okuduğum bu kitabı bize oyuncaklarla ilgili 40 hikayeyi anlatıyor.Oyuncakları ve oyuncak kültürünü anlatan,şair ,yazar,gazeteci,tv programı sunucusu Sunay Akın aynı zamanda oyuncağın çocuğun yetişmesinde ve gelişiminde ne kadar faydalı ve gerekli olduğu konusunda çok güzel bilgiler veriyor. Kitabı okurken hep Sunay Akın’ın o yumuşak,şiir gibi konuşması geldi kulağıma.İstanbul-Göztepe’de muazzam bir oyuncak müzesi olan ve büyük bir zevkle gezdiğim,7’den 77’e her yaşa hitap eden müzesini bu kitaptan sonra Yurtiçi ve yurt dışından temin ettiği, kendisine hediye edilen veya verilen oyuncaklarla açmış yazar. Hikayelerde bir çok tanınmış kişilerin çocukluk dönemlerinden ve onların ilk oyuncakları ile ilgili bilgilendirmelerden de söz etmiş yazar.Her oyuncağın ayrı bir öyküsünü anlatmış. Keyifle,sıkmadan okunan bir kitap.Sunay Akın’ı tanıyanlar,onun söyleşilerini dinleyenler kitaptan çok memnun kalacaklar.Hiç okumayanlar da benim gibi “Bir Çift Ayakkabı” ile başlayıp bu kitapla devam edebilir.İstanbul’da oturanların Oyuncak Müzesini muhakkak görmelerini öneririm. *”Bir coşkudur çocukluk, bir umuttur en tazesinden, bir sevgidir saf,dahası bir aşktır en sakınılasından. İster sokakta, ister sıcak, büyük ve güvenli bir aile ortamında geçsin, küçücük mutlulukların cennetidir çocukluk. Kimin de bir çikolataya, kiminde bir oyuncağa, kimindeyse yalnızca bir kucaklamaya bakar,yüzlerine yayılan eşsiz kocaman gülümseyiş. Bir renktir çocukluk. Her çocukluk başka bir renk dünyada…Ve bir oyundur çocukluk.Bir oyun çocukluk…” * Kumbara eski parlak günlerini yitirdi, unutuldu çoktan…Bilgisayar, oyuncaklarını ellerinden aldı çocukların… * Oyuncakçı dükkanının raflarında bir oyuncak beğenmekten hiçbir farkı yoktur, sahilde çakıl taşı aramanın. Her ikisinde de düşler denizinin kıyısında gezinir insanın bakışları. *Çocukken kapı önlerinde Kumla oynardık , Ne oyuncağımız olurdu , Ne de başka bir şey bilirdik oyun diye.. * Kılıç ve saban… Mustafa Kemal Atatürk’ün de söyleyeceği vardır bu konuda: kılıçla toprak ele geçirenler, sabanla toprak ele geçirenlere yenilmekten, sonunda bulundukları yerleri bırakmaktan kurtulamazlar.
Kırdığımız Oyuncaklar
Kırdığımız OyuncaklarSunay Akın · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,324 okunma
·
346 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.