Gönderi

Kaçamadım
kaçamadım kar oldum yüce dağlarda yağdım saçlarına böyle vakitli vakitsiz dağlarda karlardan çok ben üşüdüm dururken hangi kucakta öylece siz her akşam kim bilir kaç defa kendimden kaçtım senden kaçamadım bir ceylan gibi bana öyle bakmasan dağlamazdım kendimi ucu yanık közlerle ister öldür beni yahut sen de olmasan sana söylenmemiş zümrüt sözlerle her saat başı gölgemi yerlerde bırakıp kendimden kaçtım senden kaçamadım kılım kıpırdamaz benim bu kılıç yarasında ruhum seni tenimden çıkarsın diye böyle iki kapı arasında sen kimsin ne yaparsın diye sonra kaşlarımı çatıp aynadaki adama kendimden kaçtım senden kaçamadım var mı ki dur durak zamanın akışında bir sana doğru bir bana doğru çarmıha gererken beni bu son bakışında nereye hangi yana doğru bir çocuk gibi ağlaya ağlaya kendimden kaçtım senden kaçamadım bir yaş daha döker bu gözlerim senin için de benim için de acımadan kesik kesik hiçbir yerim ta ortasında güller içinde sanki yeniden yanmaya kendimden kaçtım senden kaçamadım anladım her şey boş her şey yalancı kaf dağında geçen masal gibi kâh bir aşina yüz kâh bir yabancı bana mütebessim bir hayal gibi atıp atıp cismimi uçurumlara kendimden kaçtım senden kaçamadım
·
68 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.