Gönderi

"Evine dönmek istiyordun," diye tekrar etti. Evine dönmek istediğini hissediyordun ama sandığın gibi insan diyarı değildi, dönmek istediğin evin en başından beri Su Krallığı'ydı." O his öyle kuvvetliydi ki her şeyi sorgulamama, birçok şeyi görmezden gelmeme neden olmuştu. Tek istediğim buydu, evime dönmek istiyor bunun için çırpınıyordum. Koparıp alındığım o yere, bana ihtiyacı olduğunu iliklerime kadar hissettiğim o yere dönmek. O bana dokunduğunda bir şeyler daha değişmişti, belki bakış açım belki de algılarım. Kütüphanedeki Halu birleştirmeniz gereken bir ezgi var demişti. O notalara yaklaştığımı, görmemi engelleyen o kalkanı yavaş yavaş aştığımı biliyordum. Bunca zamandır Amon'a karşı olmam bu yüzdendi, Sina'nın bugünkü teklifinden bu kadar rahatsız olmam bu yüzdendi. Vaftiz edilip en başından beri bana yapılan tüm haksızlıklardan sıyrılabilirdim; Hava Sarayı'nda onlardan biri gibi yaşayabilir, en azından artık göz hapsinde olmaktan kurtularak gerçekten insanların arasına dönmenin yolunu bulabilirdim. Aynısını Sadakatsiz olarak da yapabilirdim. Ama ben direnmiştim Hepsine her şeye rağmen sadece su vârisi kalabilmek için direnmiş tim, İçimdeki o arzu, eve dönüş isteği karşımda duruyordu. Beynim hala bunların gerçekliğini sorgulasa da ruhum ya da zihnim ya da hislerim belki de yüreğim... O buraya ait bir şeyin peşinden gitmek istiyordu. O buraya aitti ve filizlenen bir çiçek gibi gün geçtikçe büyüyüp tüm benliğimi yavaş yavaş ele geçiriyordu. "Insan beyni mantığı savunan bir bilinçdışına dayalıdır. Sınırları çizili gerçekliğin dışına çıkmaz, mantığına uyanı doğru kabul eder Bu nedenle kabul ettikleri de sınırlıdır. Ruhun gardını indirmek ya da aklın teslimi sınırlı alandan çıkmanı, bilinçdışına taşımanı sağlar. Beynindeki orta kısma, yani sınırsız alana geçiş yaparsın. Sen şuan ikisinin ortasında duruyorsun, bir yanın hala gerçekliğini mantıksız buluyor ama bir yanın da gerçek olduğunu görüyor "
Sayfa 278Kitabı okudu
·
31 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.