Yazar Kerem Eksen ile tanıştığım ilk roman oldu. Geç kaldığımı söyleyebilirim; çünkü teknik açıdan anlatımını sevdiğim bir yazar oldu. Onda, genel olarak hareketli bir kurgu, bir olay öykücülüğü göremiyorsunuz. Romanlarını, daha çok durum öykücülüğü üzerine kuruyor, hareketten çok karakterlerinin devinimine, duygudurumlarına ve iç dünyasına kulak veriyor. Böylelikle kendine has bir anlatım stili yakalamayı başarıyor. Yazarımız yalın bir dil kullanmış, ana kahramanın zihninde minik bir kaos yaratabilmeyi başarmış. Dikkat çeken diğer bir nokta, yazarın İstanbul'a olan bakış açısı... Kerem Eksen, çok farklı bir İstanbul tasvir ediyor romanında, okurun gözünde farklı bir İstanbul iştahı yaratmaya çalışıyor. Esasında ana kahramanı Fikret'e "Şiir dergisinden evliliğe, Amerika macerasında İstanbul'da sıradan bir mahalleye kadar ben/biz buralara kadar nasıl geldim?" sorgulaması yaptırıyor. Bu içsel hesaplaşma, hastayken gelip ana kahramanı buluyor. Romanın, orta bölümlerden itibaren monotonlaştığını ve okumanın biraz zorlaştığını da belirtmeliyim. Ülkedeki birçok şehir ve İstanbul'un birçok semti isyan altındadır. İstanbul, halkın isyan ateşiyle her gün yanmaktadır. Böyle bir iklim altında, bir Pazar günü evinde hasta bir şekilde yatan Fikret'e konuk oluruz. Fikret, tarihçidir ve eşi Nilgün ile uzun süreli bir evlilikleri vardır. O Pazar günü Fikret, hasta yatağında geçmişten bugüne anılarıyla yüzleşir. Önce "Şair Fikret Efendi" yıllarına döner. Arkadaşlarıyla büyük bir hevesle çıkardığı "Eşik" adlı şiir dergisini ve kuruluş yıllarını hatırlar. Şiire o yıllarda tutkuyla bağlıdır; ancak Şair Fikret Efendi kişiliği, onun hep yanındadır ve hasta yatağında bile Fikret'i bırakmaz. Eşi Nilgün'le tanışması ve ilişkilerine giden yolu hatırlar, Nilgün'ü nasıl sevdiğini aşama aşama anlamaya çalışır. Eşi Nilgün ile olan Amerika günlerini, tanıştıkları Atalay ve Filiz ile dostluklarını, Amerika'da yaşadığı çılgın "Amerikan" gecelerini yad eder. Aslında Amerika günlerine de özlem duymaktadır; lakin İstanbul, Fikret için bir başkadır. İlk aşkı, bitirilmiş dostlukları bu hasta yatağında hep gözünün önüne gelir Fikret'in... Tüm hayatının sıradanlığında, şiirsel anlar yaşamaya çalışmıştır hayatı boyunca. Tüm bunlar, Fikret'i bir gölge gibi takip etmektedir. Zihni, adeta büyük bir günlüğe dönmüştür. Zihninin bu tozlu sayfalarında Fikret; yine bir şiirsellik, yaşama tutkuyla tutunabileceği bir an aramaktadır.

Uyku KrallığıKerem Eksen · Yapı Kredi Yayınları · 202399 okunma

··

151 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Batuhan Babaoğlu