Gönderi

12' den vurma buna denir.
İnsanlar kısıtlandırılmış, çaresiz hissederler. Neredeyse koşuların kurbanlarıdırlar. Nereden geldiklerini, nereye gittiklerini, neden burada olduklarını bilmezler. Tanrı yoksa sıradan insanların hayatta herhangi bir anlam edinmeleri zordur. Sıradan zihin Tanrısız çılgına dönecektir. Tanrı bir destektir — sana yardım eder, seni teselli eder, seni rahatlatır. “Endişelenme," der. “Tanrı neden burada olduğunla ilgili her şeyi bilir. O Yaratıcı'dır, O dünyayı neden yarattığını bilir. Sen bilmeyebilirsin, ama Baba bilir ve sen O'na güvenebilirsin.” Bu, harika bir tesellidir. Tanrı fikri sana bir rahatlık verir - yalnız olmadığını, birinin her şeyle ilgilendiğini, bu kozmosun yalnızca kaos olmadığını, gerçekten bir kozmos olduğunu, bunun arkasında bir sistem olduğunu, arkasında bir mantık olduğunu, mantıksız bir şeyler karmaşası olmadığını, egemen kralın her küçük ayrıntıyla ilgilendiğini, bir yaprağın bile onun etkisi olmadan kıpırdamadığını bilerek teselli bulursun. Her şey planlıdır. Sen büyük bir kaderin bir parçasısındır. Belki anlamını bilmiyor olabilirsin, ama anlam oradadır çünkü Tanrı oradadır. Tanrı büyük bir tesellidir. İnsan hayatın rastlantısal olmadığına, belirli bir önem, anlam, kader akıntısı olduğuna inanabilir. Tanrı, bir kader hissi getirir. Buddha Tanrı olmadığını söyler — o yalnızca neden burada olduğumuzu bilmediğimizi gösterir. O bizim çaresizliğimizi gösterir. Ulaşabileceğimiz herhangi bir anlam olmadığını gösterir. Tanrı fikrini yaratarak anlama inanabilir ve bu beyhude hayatı birinin ondan sorumlu olduğu fikriyle yaşayabiliriz. Sadece düşün: Bir uçaktasın ve biri sana, "Pilot yok," diyor. Aniden bir panik yaşanır. Sonra biri der ki: “Pilot orada, ama görünmez. Pilotu göremiyor olabiliriz, ama o orada; aksi takdirde bu güzel mekanizma nasıl çalışabilir ki? Bir düşünün: Her şey güzel bir şekilde ilerliyor, bir pilot olmalı! Belki biz onu görebilecek kapasiteye sahip değiliz, belki henüz onu görecek kadar inançlı değiliz, belki gözlerimiz kapalı, ama pilot orada. Aksi takdirde bu nasıl mümkün olabilir? Bu uçak havalandı, kusursuz bir şekilde uçuyor, motorlar çalışıyor. Her şey bir pilotun var olduğuna kanıttır." Biri bunu kanıtlarsa, tekrar rahat bir nefes alırsın. Gözlerini kapatır, tekrar rüya görmeye başlarsın; uyuyabilirsin. Pilot oradadır; endişelenmen gerekmez. Buddha der ki: “Gerçek şu ki insan dinleri insan icatlarıdır. Sen yabancı güçlerin kuşattığı karanlık bir gecedesin. Tutunacak birine ihtiyacın var. Ve görebildiğin her şey değişiyor — baban bir gün ölecek ve sen yalnız kalacaksın; annen bir gün ölecek ve sen yalnız kalacak, bir öksüz olacaksın. Çocukluğundan itibaren seni koruyan bir baban olmasına, seni seven bir annen olmasına alıştın. Şimdi o çocuksu arzu kendini yine dayatacak: Bir baba figürüne ihtiyaç duyacaksın. Onu gökyüzünde bulamazsan, o zaman bir politikacıda bulacaksın.” Stalin, Sovyet Rusya’nın babası oldu; onlar Tanrı fikrinden vazgeçmişlerdi. Mao, Çin’in babası oldu; onlar Tanrı fikrinden vazgeçmişlerdi. Ama insanlar öyledir ki bir baba figürü olmadan yaşayamazlar. İnsanlar çocuksudur! Büyüyüp olgunlaşan çok az insan vardır. Benim kendi gözlemim şudur: İnsanlar yedi, sekiz veya dokuz yaşlarında kalırlar. Fiziksel bedenleri büyümeye devam eder ama zihinleri on yaşının altında bir yerlerde kalır. Hıristiyanlık, Musevilik, İslam, Hinduizm, bunlar on yaşının altındaki dinlerdir. İhtiyaçların ne ise onu giderirler: Gerçeği önemsemezler. Onlar seni önemserler, seni nasıl teselli edeceklerini önemserler.
··
157 views
Harlan okurunun profil resmi
Efsanelerin ve dinlerin uydurulması, geniş felsefi sistemlerin inşa edilmesi, insanın saf bir otomatizm karşısında eğilmeden sosyal olarak yaşayabilmesinin karşısında ödediği bedeldir.
Vural Ulu okurunun profil resmi
Günaydın Hayırlı Sabahlar
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.