Gönderi

Bütün canlılarda olduğu gibi her yaşayan insanın da ömrünün bir sonu var. Hz. Adem ve Hz. Havva'da beri dünyada yaşamış olan insanlara, bizden önce yaşayan tüm insanlara ne oldu? Nereye gittiler? Şu anda yaşayan milyarlarca insanın sadece bir elli yıl sonrasını düşünsek, nerede olacaklar? Nerede olacağız? Bir mezar taşında rastladığım, ''Bizde gezerdik siz gibi, siz de geleceksiniz biz gibi'' sözü koskoca sandığımız, uğrunda hırslarla çarpıştığımız insan ömrünü bence çok iyi anlatıyor. Bir şeyi iyice anlayıp idrak etmek için, okunan ciltler dolusu kitaplar, tek bilgi kaynağı değildir. Camii minaresinden verilen bir sela, ayakta namazı kılınan bir mevta ve omuzlarda götürülen bir tabut da bu hayat ve bir insanın ömrü için çok şeyi anlatabiliyor. Hani bazı yorumsuz yazısız resimler gibi. İşte, hayatın en büyük gerçeği olan o nihai noktada, o ana kadar bu hayat yolunda yaptığımız tüm aşırı ve tutkulu bağlılıklar, nihayetinde anlamsız kalıyor. Tuttuğun takım dünya şampiyonu olsa, herhangi bir yarışmada birinci olsan, her gün ekranlarda görünen tanınmış bir sima olsan, çıktığın sahnede alkış sesleri duysan, verdiğin bir esere dünyanın en büyük ödülünü kazansan, rütben olsa, unvanın olsa, ne anlamı var? Evet ne? Uzayıp giden bir listedir bu. Geride eser bırakmak elbette çok güzel, ancak bu eserler yeni kuşaklara yararlı olsa bile, bir ömür boyunca anlamlı olduğuna inanarak yapılan pek çok şey, hayatın en büyük gerçeği olan ölüm karşısında aciz kalıyor. Tüm bu dünyevi çabalar, yaratıcı kudretin huzuruna nasıl ulaştığımızı açıklayamıyor ve ahiret hayatımız için geçerli bir belge olamıyor.
Sayfa 33 - Az KitapKitabı okudu
·
47 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.