Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Atatürk, bizim elimizden, yirminci asrın en büyük milli kahramanı milletinin elinden, bir büyük deha insanlığın elinden gidiyordu. Askerlikte ve politikada hiç şaşmaz sağdu- yusundan başka, bütün maddi manevi varlığında bir göçüş hali seziyorduk. Atatürk, sonsuz ölüm ülkesinin eşiğinde idi. Onun, bir dönülmez yolda bizden uzaklaştığını yana yakıla anlıyorduk. Nihayet tıp, zalim teşhisini koydu. Kendisine gerçeği olduğu gibi söylemediler de, tam bir perhiz disiplini içine aldılar. Birkaç gün yatak odasında kaldı. Bir akşam başyaver beni telefonla arayarak karımla beraber Atatürke akşam yemeğine davetli olduğumuzu bildirdi. Gittik. Birkaç kişi idik. Atatürk, solgun ve sararmış, masaya oturdu: 'Ben hiçbir şey içmeyeceğim. Fakat siz bir şeyler içiniz. Konuşunuz. Bir müddet böyle yapalım' dedi. Akşam sessiz ve neşesiz, o ve herkes kendi içine bükülmüş ve büyük bir sırrın karanlığına gömülmüş olarak geçti. Fırtınadan sonraki deniz gibi, bitkin bir durgunluğu vardı. Dudakları güç oynuyordu. Şevk, onun bahçesine son yapraklarını dökmüştü. O kadar güzel ince dudaklarının o kadar tatlı ve ısıtıcı gülüşü, bir ıtır gibi uçmuştu. Baba Atatürk, arkadaş Atatürk, karındaş Atatürk, varlığı bir hava gibi içini kaplayan, daha on yıl önce en güzel tanrılardan daha güzel, Omiros'un kahramanlarından daha destankâri, altın saçlı, çevik ve kıvrak, o 43 yaşındaki gencin hatırası, bir asırlık eski ve uzak bir hayale dönmüştü. O akşam Çankayada dostları ile son sofrası idi. Ankara istasyonunda son defa selamlamaya gitmiştik. Güneyden gelen trenden indi, garın salonuna kadar güçlükle geldi, ayakta duramayarak oturdu. Yanımda bulunan Saracoğlu: 'Falih, Atatürk'ün derisinin rengine bak. Bir ölü rengi... dedi. Daha önce, Bursa'da bir kriz geçirdikten sonra vapura binerken Ali Fuat Cebesoy'a: Bu başka hastalık... Bildiğimiz hastalıklardan değil bu... Akşam şerifler hayırlar olsun!' dediğini işitmiştim. Bu bir ayrılık çeşmesi vedaı idi: Atatürk'ü bir daha geri gelinmeyen sefere yolcu ediyorduk."
Sayfa 241Kitabı okudu
·
397 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.