Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Zihin Toparlamaca
Bel fıtığı ameliyatımın üzerinden bir ay geçti. Zannettiğimden, beklediğimden daha yavaş olsa da bedenen toparlanırken zihnen de toparlanmam gerekiyor, diyerek kitabın kapağı açıldı. Aslında bir diğer sebep de; arada bir gelen, acaba fıtık tekrarladı mı, ameliyat başarısız mı oldu, diye beni siterese sokan ağrılarımın olmadığı zamanlarda, oturmam yasak olduğu için yatarken yapılabilecek kitap dışında çok birşey olmaması. Sanılmasın ki hep yatıyorum. Doktor tavsiyesi ile yürüyüşe de çıkıyorum.🚶🏻‍♀️ Tek özlemim oturmak🙃 İtalyan yazar Buzzati'yi yedi sekiz yıl kadar önce okuduğum kitabı Tatar Çölü ile tanımıştım. Kitap bittiğinde uzun süre kala kalmıştım. Hayat, yaşam, umut ve akıp giden zaman üzerine eşsiz bir roman Tatar Çölü. Yıllar geçti okuyalı ama hâlâ favori romanlarım arasında ilk sıralarda. Tanrı'yı Gören Köpek kısa hikayelerden oluşan bir kitap. Ben öykü okumayı severim. Bence bir hikaye yazmak, dört beş sayfalık bir yazıda, bir duyguyu, bir mesajı, vurucu şekilde verebilmek, beş yüz sayfalık romanda bunları yazmaktan daha zor olsa gerek. O yüzden Sabahattin Ali'ye de ayrı bir hayranlığım var. Dino ise Tatar Çölü romanındaki kadar başarılı hikayelerinde. Özellikle bir Yedi Kat isimli bir hikayesi var ki inanılmaz. Bunu nasıl düşündün, nasıl böyle yazabildin, diye övgülerle okumuştum bir kaç ay önce. Tanrı'yı Gören Köpek ise tam bir efsane. Yazarımız pek dindar bir Katolik. İnsanlığın en büyük meselesi olan varlık üzerine bir kez kafa yormamış, popüler üç beş ateist söylemlerle gürültü yapan ucuz dinsizlerin dünyasında, varlık-din-Tanrı üzerine düşünen, yazan herkes bana sevimli geliyor. Yazar harika bir dini hikaye yazmış: Tanrı'yı Gören Köpek. Ben fazlasıyla beğenince, uzun uzun lafını edince neredeyse bütün öğretmenler odasının okuduğu kitap 🙈 Colombre de yine hikaye kitabı. İçinde 54 faklı hikaye var. Hepsini arka arkaya okumak biraz zihnimi bulandırdı🤯 Ama bu aralar zihnimin dağılması iyi olabilir. Yine çarpıcı, değişik, acayip hikayeler vardı. Çok beğendiklerim, hiiiiç beğenmediklerim vs. Bir Aşk, yazarın ası üstünde bir aşk romanı. Berbat bir roman. Gerçekten. Tatar Çölü'nü yazan adamla bu aynı kişi olabilir mi, diye sorguladım okurken. Orta yaşlı bir adamla genç sevgili meselesi. Klişe, basit bir konu ve bayağı bir dil. Zaten sonuna kadar okuyamayıp bıraktım. Sonra dedim ki acaba ilk zamanlar yazdığı bir eser de ondan mı kalitesiz? Tam tersi son yazdıklarından imiş. Colobre'deki dört beş hikâyenin konusu da aynı. Yaşlı, zengin, şöhret sahibi aşık adam ile onun çok genç ve güzel sevgilisi... Sonra adamın içindeki o korkunç şüphe. Seviliyor muyum, aldatılıyor muyum, ölmem bekleniyor mu vs vs. Sanırım yazarın böyle bir mazisi var ki takılıp kalmış. Ne diyelim, oh olmuş😀 Sâhip oldukları zenginlik, güzellik, şöhret sayesinde elini tuttuklarının, sâhip olduklarını kaybettiklerinde yanlarında kalacağına inanmak aptallığına kapılanlara acıyacak, bir de bunu aşk meşk diye güzelleyecek değiliz. En azından ben değilim.
Colombre
Colombre
Tatar Çölü
Tatar Çölü
Bir Aşk
Bir Aşk
Tanrı'yı Gören Köpek
Tanrı'yı Gören Köpek
Dino Buzzati
Dino Buzzati
·
129 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.