Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mezhep(siz)'lik Taassubu
Şu; 'kur'an bize -bölünmeyin- diyor, dolayısıyla mezhepler Kur'an'da yoktur" diyen adamlar, ne zaman kendilerinin de "bölünmeyenler grubu" olarak bir mezhep kurduklarını anlayacaklar? "Mezhep ve Sünnet lügatta aşağı yukarı aynı anlama gelen iki farklı kavram. Literatürde ise aralarında bir derecelendirme yapılmıştır. Dolayısıyla mezhep kurmak, bir sünnet yaratmak gibidir. Bir nevi peygamberlik iddiasında bulunmaktır" diyen mezhep kurucularını da işittim. Teoride söyledikleri mantığa mugayir değil elbette ancak pratikte kendi yaptıkları da bir mezhep kurmak değil mi? Birleşelim iddiasına sahipler ancak ayrıştırarak bu iddiayı sürdürme paradoksu içerisindeler. Oysa bu konu, bırakın klasik kelam kitaplarını, en basit şekliyle ortaokul kitaplarında dahi "din ve dini anlayış" başlığı altında işlenir ve şöyle denir: Din, bütün dindarların değişmezliğini kabul ettikleri ortak inanç, ibadet ve ahlak bütünüdür. Fakat değişmez olan bu dini erkler, pratik uygulama alanında toplumdan topluma göre değişebilir. Buna da dini anlayış (mezhep) denir. Her toplumun ve daha da özelde her insanın bir dini anlayışı (mezhebi) bulunur. Bunun sebebi de her toplumun farklı kültür, coğrafya, ekonomi, devlet yapısı, eğitim seviyesi vs. gibi farklı illiyet durumlarının olmasıdır. Yahut daha özelde her insanın farklı bilişsel gelişmişliği, psikolojik duygu durumu, hayatı algılayışı vs. bulunur. Dolayısıyla aynı şartlara sahip bir toplum yahut insan oluşturulamayacağından sebep tek tip bir yorum da oluşturulamaz. Hal sebepten bu kadar fazla dini anlayış (mezhep) olması da doğaldır. Aynı zamanda insanların farklı farklı olmasına sebep olan bu tabiî şartlar, dinin de evrensel olmasını sağlayan temel sebeplerdir. Zira dinin tek bir yorumunu (mezhebini yahut mezhepsizliğini) kabul etmek demek, sonucu itibarıyla bütün inanırlarını da tek tipleştirmek demektir ki bu, İslam dini özelinde bütün müslüman etnik grupları kültürel manada arap yapmak anlamına gelir. Oysa İslam dininin hiçbir zaman böyle bir amacı olmamış ve dolayısıyla hiçbir zaman da böyle bir netice yaratmamıştır. Hatta bu kavrayışı daha nazari bir perspektifle ifade edilecek olursa şöyle de denebilir: "Sonsuz renge sahip Hakk'ın tek bir rengi yoktur ki insanları tek bir renge bürüyelim. Hakk sonsuz renge sahiptir. Dolayısıyla her bir renk, zatında O'nu aksettirir. Ve biz inanırlar, her bir renkte ancak O'nu temaşa etmekle mükellefiz." Renkler=Esma Hal sebepten islam dininin problemi mezhepleri değildir. Bu mezhepleri dinin bir yorumu değil de dinin ta kendisi gören ve bu haseple de öteki mezhebi kâfirlik (dinsizlik) ile suçlayan kusurlu bakıştır.
··
1.271 görüntüleme
Yahya Saygan okurunun profil resmi
Harikasınız 👌 Size Harfiyen katılıyorum. “Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin (Kusursuzluğunu bilip kemâlâtını göstermesin).” İsrâ Sûresi, 17:44. "Allah’a giden yollar, mahlukâtın nefesleri sayısıncadır. " Alıntı Allah'ın bu sonsuz Esma (Renk) ine Karşılık gelen Sayısız İnsan mizaç tipleri vardır. Herkes kendi mizacına göre bir yol tutar. Tüm bu farklı mizaç tiplerini mezc ile kendinde barındıran yalnızca Hz. Muhammed s.a.v' dir. O nedenle Tüm insanlık içinde yalnız İnsan-ı Kâmil mertebesi Peygamber Efendimize aittir. Geri Kalan insanlar Kâmil insan olabilirler ama İnsan-ı Kâmil olamazlar. Örneğin. Sıdk, Sadakat denince Akla Hz. Ebubekir r.a gelir. Sadakte Zirve, Kamil İnsan O'dur. Adalatte Hz. Ömer, İlim ve Cesarette Hz. Ali gibi... Kamil İnsan'dan maksat tohumunda mündemiç olan mizacı, sıfatı Meyveye durmasıdır. Nebat Aleminde milyonlar çeşit, tür içinde sadece Elma meyvesinin dahi 256 çesidi vardır. Nefesler sonsuzdur. Mesele Elma tohumunun Elmaya, Protakalın Portakala, Kirazın Kiraza durmasıdır, yani tohumdan fideye, fideden fidana, fidandan ağaca, ağaçta meyve durmasıdır. Mesele Dünyadaki tüm tohumlardan Elma olmasını beklemek, tüm bahçeleri Elma bahçesine dönüştürmek değildir. Mesele herkesin istidadı miktarınca ve tohumundaki mizacı tipinde Portakaldan, Kiraza ordan Elmaya çeşitli Bahçeler var edebilmektir. Yolu ve Rehberini kutsayanalar menzile varamazlar, varsalarda ev sahibini bulamazlar. Mesele Kâbe ve ona giden yollar değil, Mesele Kâbenin Sahibi ve O'na vuslattır.
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Üstat şu yorumu okuyunca, iletiyi bu yorumun şerhi olarak tanımlamak daha isabetli olur diye düşündüm. Bütün bir maksadım yorumunuzu ihtiva etmekten ibaretti. Teşekkür ederim yorumunuzdan ötürü.☺️🌹
1 sonraki yanıtı göster
L. G. okurunun profil resmi
O kadar anlaşılır ve içten yazılmış ki hocam. Can-ı gönülden tebrik ederim. Ve bu güzel yazıyı alıp her platformda paylaşmak isterim. Bu devirde mezhep olur mu? Diyenlere muhteşem cevap. Rabbim kaleminize kuvvet versin.
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, amin. Yazıyı kullanabilirsiniz, telif de istemem. Anonim olarak paylaşabilirsiniz.☺️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.