Gönderi

458 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Beni öncelikle ismiyle kendine çeken bir kitaptı. Daha sonra hiçbir inceleme okumadan arka kapak yazısını okudum, ön fikir edinmek mahiyetinde. Sonra dedim ki ben bunu okumalıyım. Eser oldukça hacimli ve bir çırpıda okunabilecek içerikte değil. Okumaya başladığınızda her ne kadar farklı bir ülkeden bir yazar yazmış olsa da şiddetin ağır patolojik tarafının her yerde aynı olduğunu düşünüyorsunuz. Söz konusu şiddet yönetimlerinin yansıtılması ve sonucu bazı yönlerden ülkemizde farklı elbette. Yazar Amerika bir doçent ve dolayısıyla on yıllık inceleme ve çalışmalarının yer aldığı eserinde; ülkesindeki şiddet mağdur ve faillerini psikanalitik yönden irdeliyor. Zaten benim için kitabı daha tesirli ve etkileyici kılan failler yönüyle de olaylara bakması. Aile içi siddet ve daha çok kadına yönelik şiddetin çok taraflı gözlemlenmiş. Şiddetin yöneltildiği kişinin ilerliki zamanda yahut eş zamanlı bunu başkalarına yansıtması da olası olduğundan; bu konu ele alınırken mağdur, fail, konuya yetkili uzman ve devlet erbabının da yönelim ve verdikleri tepkilere bakılmış. Şiddetin hafife alındığı yerde ona bir çözüm üretilemeyeceği gerçeği kapı gibi yüzümüze çarpıyor. Dolayısıyla sadece faile ağır cezai yaptırımlar uygulama çabasından önce - ki geeklilik arz ediyor- önleyeceyi adımlar da atmanın gereği aktarılmaya çalışılmış. Aile içi yaralarımız içimizde en kolay saklayabildiğimiz fakat bize en ağır hasarı bırakan ve tüm hayatımız boyunca sonuçları olan sürecimiz olduğundan bu konudan ağzı yaralı olan/olamayan bireylerin, özellikle alanında uzman kişilerin okumasını öneririm. Netice de onlar okuduklarında kitap daha anlamlı hale gelecektir, istifade eden kişi sayısı artmış olacaktır. Netice de teknik bir bilgi kalıcı olmaz ve sahadaki uygulama/yansıtma yönüyle verimli sonuçlar elde edilebilir.
Görünmeyen Yaralar
Görünmeyen YaralarRachel Louise Snyder · Okuyan Us Yayınları · 202041 okunma
·
1 artı 1'leme
·
54 görüntüleme
tulanne okurunun profil resmi
Son olarak şunu eklemek isterim ki; kadına yönelik siddet vakalarında çoğunlukla şiddeti gerçekleştirilen erkek olsa da, bunun müsebbibi sadece o erkek değildir, toplumdur, bir başka kadının-anne faktörü- yanlış yetiştirme tarzıdır. Ve şiddet sadece erkekten gelmez, hele ki günümüzde akran zorbalığının bile neredeyse zirve yaptığı süreçte tek bir cinsiyeti hedef göstermeye de karşıyım. Söz konusu üzücü olaylara mağdur ve fail yönüyle hem ayrı ayrı hem bütüncül bakılmalı diye düşünüyorum. Toplumun psikolojik, etik ve sosyolojik yönden eğitilmesi ise şart.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.