Bölüm 1
•Doğum ve doğum hikayelerinin önemi•
Doğum kıymetlidir, kutsaldır ve doğal fizyolojik bir olaydır. Her ne kadar toplumda aksi iddia edilsede bebekler ne zaman doğacaklarını kendi belirler. Gebelik, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın -normal veya cerrahi- kadınların vücutlarında ve hayatlarında güçlü değişimler meydana gelmektedir. Doğum aynı zamanda kadınların kendi düşüncelerini, bedenlerini ve kendi doğalarını keşfetmeleri açısından oldukça değerlidir. " doğum yapmanın doğal feminen kapasitesinin içerisinde kutsal bir güç gizlidir." Ve doğum yalnızda kadınların deneyim şansına sahip olduğu erkeklerin pay sahibi olmadığı varoluş mekanızmasıdır. Doğum her daim kadın dünyasında takdir edildiği ,ebelerin ve erkeklerin doğumda destek rollerinin halen daha varolduğu bölgeler mevcuttur. Ancak bazı Batı ülkerinde (ABD) ebeliğin artık hiç olmadığı veya etkisiz kalacak şekilde marjinalize edildiğini görmekteyiz. Ciddi anlamda medikalize edilmiş annelik sezeryan oranları fazlasıyla arttırmıştır. Dünya sağlık örgütü sezeryan oranlarını hiçbir zaman %10-%15i geçmemesi gerektiğine dayalı birtakım öneriler yapmıştır. Korku ve teknolojiye olan batıl ve koşulsuz inanç kadınları normal doğumdan sorgusuz uzaklaştırmaktadır. Şu unutulmamalıdır ki: sezeryan anne ve bebek için büyük sorunlar oluşturabilmektedir. Fazla cerrahi müdahale tehlike işaretidir ve anne ölüm oranlarını yükseltmektedir. Tabi her şey yolundaysa normal doğum kaçınılmaz olmalıdır.
Natürel doğum akım felsefesine göre gebelik, tedavi edilmesi gereken bir hastalık değildir. Doğum hizmetlerini geliştirme koalisyonunun (CIMS) doğal doğuma yol gösteren ilkeleri mevcuttur bunlar; normallik, güçlenme, otonomi, ilk olarak zarar verme,sorumluluktur. Kadınlar, bir makine tarafından takip edilmekten ziyade insani bağ, sıcak bir dokunuş ve ari bir iletişim yapma fırsatını isterler. Koşulsuz cerrahlar ve medikal teknoloji yer yer gereklidir fakat vazgeçilmez değildir. İnsan sabırsızlığının, kurumsallaşmış cehaletin gerçekleri göz önüne alındığında, çare vaatleri yerine bireyin sağlıklı vücudunun metabolik süreçlerine güvenmesi en mantıklısıdır. Öyküler insanlar arasında her zaman bir eğitim ortamı teşkil etmiştir. Doğum hikayeleri anne adaylarına gerçek deneyimlerinin ne olacağı hakkında bilgi vermese de, normal davranış sınırlarının ne olduğunu gösterebilir. Dr. Grantly Dick Read'in korkusuz doğum adlı kitabından şöyle bir alıntı aktarmak istiyorum. Kadınlar tarafından doğum esnasında hissedilen ağrının büyük bir kısmı korkudur. Bu korku kas gerginliğine dönüşür. Normal doğum yapmanın gerçek fizyolojisi ile ilgili bilgi eksikliğinden kaynaklnadığı düşünülmektedir. Sedanter (hareketsiz) yaşayan anne adayları köylerde yaşamakta olan veya çalışan kadınlara kıyasla doğum esnasında daha fazla zorlandığı ifade edilmiştir.
+