Kitabı okurken ben de sarsılmadım çünkü beni ağlatacak beklentisiyle başlamıştım olmadı, ama söylediklerinize katılmıyorum. Bence olayların gelecekten geçmişe doğru akması kitabı hem daha kasvetli hem de daha merak uyandırıcı yapmıştı, ki siz de “her an bir şey olacak korkusuyla yüreğim ağzıma geldi” demişsiniz. Bir kitabı başarılı yapan da bu değil midir zaten, okuyucuya bir şeyler hissettirebilmek. Olaylar son sayfada birbirini tamamlıyor; havada bir şey kalmıyor. Bilmiyorum, ben karakterleri çok benimsemiştim. Anne babanın olayı da alkolik olmaları, üç çocuğu başıboş bırakmaları ve yaşanan trajik olayda çok büyük payları olmasına rağmen bütün yükü ufacık Benjamin’in omuzlarına bırakmaları. Kardeşlerin kopuklukları sonra tekrardan bir araya geliş çabaları ama bunu başaramayışları bana geçmişti. Dediğim gibi, beni ağlatmamıştı ama içimde bir boşluk hissi oluşturmayı başarmıştı. Belki siz de daha az beklentiyle okusaydınız, beğenirdiniz. Beklentiler çoğu zaman insanı hayal kırıklığına uğratıyor