Gönderi

Osmanlı İmparatorluğunda Hayrât ve Hasenât
Ecdādımız, idaresi altında bulundurduğu geniş coğrafyada ırk ve mezhep farkına bakmamış, Yaratan'ın kulu olarak müslim veya gayr-i müslim herkesin istifade edebileceği hayrat ve hasenât müesseseleri te sis etmiştir. "Osmanlı'da Vakıf" yazısında temas edileceği gibi câmiler, medre- seler, hastahaneler, tımarhaneler, hanlar, kervansaraylar, bentler, çeş meler, sebiller, sarnıçlar, kuyular, köprüler, yollar, kaldırımlar, imåret hâneler vs. hizmetler, Allah rızası gâyesiyle, pek mukemmel ve çaplı bir şekilde yürütülmüştür Bu cümleden olarak; a. Yaz sıcaklarında çeşme ve sebillerde karla soğutulmuş su vermek, b. Hanlar ve kervansaraylarda yolculan üç gün ücretsiz misafir etmek, c. İmârethânelerde muhtaçlara her öğün yemek ikram etmek. d. Borç yüzünden hapsedilmiş olanların borçlarını ödeyerek onları mahkûmiyetten kurtarmak, e. Ölen fakir kimselerin borçlarını ödemek, f. İhtiyaçlarını söylemekten utanan muhtaçlara, îtibarlarını zedelemeden gizlice yardım etmek, g. Köle ve câriye azad etmek (bu ibadet, Osmanlı'da adeta bir an'ane halindeydi). h. Yangınlarda evi yananlardan fakir kimselerin evlerini bedelsiz inşa ettirmek gibi yüce İslâm ahlakının ulvi bir semeresi olan faaliyetler, calib-ı dikkattir. Yalnız İstanbul'da hayrât eseri olarak 417 kervansaray, 5935 çeşme ve 515 halk mektebinin yapılması, bu hususta ulaşılan müstesnā se viyeyi ifade etmeye kâfidir. Ayrıca Osmanlı'da hayrât ve hasenât, yalnız insanıları değil, hayvanlar ve nebatları dahî içine alır. Nitekim sokak köpekleri ve kedileri, beldenin belli semtlerinde et ve ciğer dağıtılarak beslenmiştir. Diğer taraftan toplumun akciğerleri olan ağaçların, hatta meyve siz ve az yapraklı olanlarına varıncaya kadar sulanması için vakıflar te sis edildiği de bilinen bir gerçektir.
Sayfa 497 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.