Gönderi

172 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Kitaptan ziyade yazar hakkında bir şeyler söyleyeceğim. :)
İlk okuduğum Hüseyin Rahmi kitabı Gulyabani’ydi. Daha sonra Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç sonra Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür ve Mürebbiye … Hüseyin Rahmi Gürpınar, Servet-i Fünün döneminin bağımsız yazarlarındandır. Eserlerini Servet-i Fünun dönemi anlayışıyla değil de tamamen kendine has bir anlayışla kaleme almıştır ama Tanzimat Dönemi anlayışına daha yakındır bana göre . Özellikle Ahmet Mithat Efendi’den çok etkilenmiştir. Zaten yayın hayatına Ahmet Mithat Efendi’nin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazılar yazarak girmiştir . Bu yüzden Ahmet Mithat Efendi’nin sanat anlayışına çok yakın buluyorum Hüseyin Rahmi’yi.. Üniversite ,KPSS gibi sınavlara hazırlanırken edebiyat soruları genel olarak yazarlar ve eserleri hakkında olduğu için bu yazarların eserlerini , sanat anlayışlarını kuru bir ezberle öğrenmiştim. O kaynaklarda genellikle Hüseyin Rahmi için “Sokağı edebiyata taşıyan adam” olarak bahsederlerdi . Benimde aklımda hep bu söz kalmış.. Gerçekten de eserlerinde Osmanlı dönemi İstanbul’unun sokaklarını , yalılarını, konaklarını, ahşap evlerini görmekteyiz .. Kendisi de konakta yetiştiği için konaklar , yalılar eserlerinde vazgeçilmez mekânlardır. Natüralist yazarlardan olan Emile Zola’dan da çok etkilenmiştir. Eserlerini bu yüzden Natüralizm anlayışıyla kaleme almıştır. Natüralizm yani doğalcılık her şeyi olduğu gibi gerçek bir şekilde anlatma sanatıdır. Hüseyin Rahmi’nin eserlerine baktığımızda bu doğallığı , gerçekliği görmemek mümkün değil . Her şeyi bütün çıplaklığıyla biz okuyucularına sunmaktan hiçbir zaman çekinmiyor . Eserlerinde fahişeler , yalı çapkınları , züppeler , konak beyefendileri, paşalar, hanımefendiler, imamlar , mahalle kadınları, beslemeler vs. karşımıza çıkar. Bu kişiler yaşamda var olan kişilerdir. Hüseyin Rahmi genelde her karakteri kendi şivesiyle konuşturuyor , bu da eserin daha gerçekçi, daha bizden biri gibi olmasını sağlıyor . Eserlerinde dönemin yozlaşmasını , toplumsal çürümeyi de eleştirmekten geri durmuyor . Bundan dolayı onun sanat anlayışının toplum için olduğunu düşünüyorum . Ahmet Mithat geleneğini sürdürme gayretindedir . Ahmet Mithat’da sanat toplum için anlayışıyla eserler yazmıştır ve eserlerinde insanlara iyi mesajlar vermiştir.Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın bir başka yönü de eserlerini trajikomik bir üslupla yazmasıdır . “Gülüyoruz, ağlanacak hâlimize” deriz ya hep işte bu tam olarak Hüseyin Rahmi’nin eserlerinin moddosunu oluşturuyor.. Toplumdaki çürümeyi öyle güzel işliyor ki kitaba okuyucu olarak ağlayalım mı gülelim mi bilemiyoruz açıkçası .. Bu da trajikomik bir hâl alıyor .. Gulyabani kitabını okurken çok gülmüştüm . Mürebbiye’de de gülsem mi ağlasam mı bilemedim. . Gülüyoruz , ağlanacak hâlimize. :) Gerçek dünya da böyle değil mi zaten . Acı ile kahkaha bir arada.. Hem gülüyoruz hem ağlıyoruz.. İnsan olmak böyle bir şey olsa gerek. :) Vesselam .
Mürebbiye
MürebbiyeHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20247,6bin okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.