Gönderi

Sizler, tüm umutları kesilmiş insanlarsınız! Sizler, dört duvar arasına mahkûm olmuş insanlarsınız! Sizler... sizler, dışarıda ve içeride hiçbir işe yaramaz, dünyaya yalnızca gün saymaya gelmiş zavallı insanlarsınız! İşte buraya bir silah koyuyorum, işte umutlarınız ve yaşamınızı kısıtlayacak, birinizi daha hayattan silebilecek gerçeklik; bunu bile yapmaktan acizsiniz. Ne sizi bir seveniniz ne de öldüğünüzde toprağınıza yaslanıp ağlayabilecek vazgeçilmeziniz var... Ne için büyüdünüz ne için yeşerdiğiniz toprakta ne için kıvrıldınız tüm hatlarınızla göğe doğru... Üstünüze alınmayın dostlarım, size değil tüm haykırışım; içimde kaynayan, fokurdayan ve artık sınırlı tutuluşuna mâni olamadığım, siluetimi kızgın yağ gibi çarpacak ruhumadır söylemlerim... Utançla gözyaşlarım suratımdan akıyor ve enseme doğru inmiş baş ağrılarım, doymaz bir arayışa sokuyor beni... tereddüt ediyorum kendimden, yoksa bir hapsi mi yaşamıştım tüm hayatım boyunca... bir çocuk büyüttüm içimde, ta ki, nefret ve hınçla doğrulmasını sağlayana kadar; belime apansız bir bıçak sokuyor, dayanamıyorum!.. Nedir bu karanlık deryanın derdi, nedir beni içten içe kemiren duyguların derdi, nedir bu sokaklarda serserice dolaşmak isteyen bedenimin derdi. Yıllarca gasbolmuşum, titriyor ve ağlıyorum burada, umutlarını ak ve pak tutan hiç kimseniz yok mu? Yok mu burada bizleri çekip bataklıktan kurtaracak, ey... yok mudur bu bataklığı kökünden kurutacak. Tedirgin bir yalnızlık söküyor yine, doğan şafaklarla etime, kemiğime. Düşlüyorum, annemi, babamı ve sokaklarda ölen kardeşlerimi... damarlarıma bir sızı çöküyor, günden boşalan karanlık; ansızın bedenimle birleşmiş halde. İşte bu, işte bu acı ve işte bu şakaklara dayanan gerçeklik; işte, geliyor olmalı ölümüm... soğuktan diş takırdatıyorum ama ne çare, bir kâbusu yaşıyorum hâlâ... Suskunlaşan bu prangalar, bir şeyler anlatmak istiyor artık... ne, ne anlatıyorsunuz sesli söyleyin! Bir çocuğu sessiz bırakmayın lütfen, lütfen!.. Zehir oldu yaşam, ben bu hayatı anlar anlamaz içimde, bir sessiz deprem sarstı tüm sevdiklerimi; çılgınlık, nehir gibi çağlarken içimizde! Tank, tüfek ve çıplanmış bıçaklar; seni, beni birbirimizden ayırdılar. Tamam, susun artık konuşmayın taş duvarlar, niyetinizi anladım dostlarım; boyalar altından gülümsüyorsunuz... ahmağın acılarına da bir bak, nasıl da kıvranıyor! Dünkü gibiyim baba, hâlâ ışıklarından korkuyorum bu şehrin, karanlıkta ıslıklar çalan! Akşamları kaçtığımı hatırlıyorum, canımı acıtmayan prangalara. Ve şimdi yüzleşiyorum iyiden iyiye, beni dağlayan sorulara. Evim nerede, ailem nerede, sevdiklerim nerede? Nerede gençliğimi ezdiğim şehirler, nerede o eski sokaklar... diş gıcırdatıyorum bu hayata karşın, nerede o eski ölüler ve bel kemiği etinden fışkırmış öldürmüş olduğum cesetler! Beni kimse sormuyor, beni kimse tanımıyor. Bu parmaklıklar, bir şeyleri haykırıyor adeta suratıma... ‘’maskeni çıkar delikanlı!’’ ama ben, ama ben bu sözleri tanıyamam ki, bizler daima iyi insanlardık; neyin maskesiydi bu... ‘’kırdığın kalplerin, incittiğin ruhların ve öldürdüğün insanların elbet!’’ kimsin ve neredesin, beni bu kadar iyi nasıl tanırsın; yıllardır yalnızım zannediyordum bu hücrede, yüzünü göster! ‘’Deliriyorsun dostum, ben senin iç sesinim artık zor geliyor soruların bedenine, solumaların artacak; ciğerlerin bu yükü taşıyamayacak!’’ Zor ama, şimdi itiraf ediyorum... daima deliler arasında yaşadığımı zannettim. Şimdi görüyorum ki, en büyük deli benmişim! Ah o insanlar, ruhumu çaldılar, bana hissettirmeksizin! Bir rüya gibiydi yaşamım, kendi kanımla renklendirdiğim bu dünya; tonlarıyla apansız mutluluğu pompalıyordu zihnime... kırıyordum insanları; acı ve kinle, acıtıyordum canlarını; silahlar ve bombalar ile, sokuluyordum yanlarına; sahici bir görünüm ve kelepçesiz özgürlük ile!.. Görüyorum ki, çaresiz gibi bedenim; kendimle dans ediyorum ve ruhum, bir mumun aleviyle gölgeleniyor... işte, anbean küçülüyorum ve yitiriyorum kendimi; kırdığım her insan, savurduğum her hayat için bu küçücük hücrede etimi, kemiğimi, benliğimi, yiyerek göçürüyorum!..
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.