Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

171 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bıçağın düşmesine son bir gün
Kitap, çok uzun bir önsöz ile başlıyor. Victor Hugo bu önsözde idam cezası ile ilgili düşüncelerinden bahsediyor. Hatta bir yerde halkın, yoksulluk içinde yaşayan, bahtsız insanlar idam edileceği zaman buna ses çıkarmayıp da 4 bakan idam edileceği zaman buna tepki göstermelerini eleştiriyor. Buyurun, işte o kısım: “Arzulanan bu ilgayı Tulieres’den Vincennes’e düşmüş 4 bakan hakkında değil, yol kesen ilk hırsız hakkında, sokakta yanınızdan geçtiğinizde şöyle bir baktığınız, hiç konuşmadığınız, tozlu dirseklerinin değmesinden içgüdüsel olarak kaçındığınız şu sefillerden biri hakkında önerseydiniz çocukluğu çer çöp içinde kavşaklardaki çamurun arasında çıplak ayak koşturarak geçmiş, kışları rıhtımların kenarında titremiş, sizin yemek yediğiniz Bay Vefour’un mutfaklarının hava deliğinde ısınmış, çöp ve pislik yığını içinde bir parça kuru ekmek arayıp yemeden önce onu ıslatmış, bir metelik bulmak umuduyla elindeki çiviyle bütün gün nehri eşelemiş, kralın şenliğinden ve bir diğer ücretsiz seyirlik olan Greve Meydanı’ndaki infazlardan başka bedava eğlencesi olmayan sefiller; açlığın hırsızlığa, hırsızlığın da geri kalanına ittiği zavallılar; 12 yaşında tutukevine düşen, 18’inde zindana giren, 40’ında giyotin sehpasına çıkan, acımasız ve adaletsiz bir dünyanın bahtsız çocukları; bir okulla ve atölyeyle iyi, ahlaklı, yararlı kılınabilecekken işe yaramaz bir çuval gibi kah Toulon zindanına kah özgürlüklerini ellerinden aldıktan sonra yaşamlarını da alarak Clamart’tali ölüm mahkumlarının gömüldüğü yoksullar mezarlığına fırlatarak ne yapacağınızı bilemediğiniz bahtsızlar; işte, eğer ölüm cezasını bu adamlardan biri için kaldırmayı önermiş olsaydınız ah, o zaman sizin oturumunuz gerçekten saygın, büyük, kutsal, görkemli, haysiyetli olurdu.” “Oysa ki sizler ölüm cezasını ölüm cezası diye değil, elleri hükümet darbelerinin kesesinde yakalanmış zavallı 4 bakanı kurtarmak için kaldırmaya çalışarak siyasal bir eser bile yaratıyor değilsiniz!” Ondan sonra bir madam, bir şövalye, bir filozof, şişman bir bey, Ergaste diye bir adam, bir şair, zayıf bir bey, birkaç kadın ve bir uşak arasında geçen bir konuşma var. Şişman adam ve Madam De Blinval Bir İdam Mahkumunun Son Günü kitabının iğrenç bir kitap olduğunu söylerler. Sebebi ise idam cezasına çarptırılan birinin çektiği bütün manevi ve fiziksel acıları açık açık anlatmasını acımasızlık olarak görmeleridir. Şair, eğer kitabı kendisi yazsaydı kitaptaki mahkumun vicdan azabı çeken bir mahkum olacağını söyler. Konuşma boyunca bu kitabı tartışırlar. Gelelim bizim öykümüze. Genç bir mahkum, güneşli bir havada idam cezasına çarptırıldığını öğrenir. Yaptığı şeyden vicdan azabı duymaz ama 3 yaşındaki kızı babasız kalacağı için üzülür. Hücresinin duvarlarında, kendisinden önceki mahkumların yazmış olduğu yazıları bulur. Korkar. Forsaların götürülmesine tanıklık eder. Bir rahiple konuşur. Kendisi gibi idam cezasına çarptırılan bir mahkumla tanışır ve onun hayat hikayesini dinler. Ve en sonunda, idam sehpasına çıkarılır… Eğer idam cezalarına bir idam mahkumunun gözünden bakmak istiyorsanız bu kitabı okumalısınız. Bir ara sanki idam edilecek olan benmişim gibi hissettim, bir anda panik yapmaya başladım. O duyguyu veriyor yani. Yalnız, okumadan önce bilmeniz gereken 2 şey var: 1. Kitap betimleme ağırlıklı. 2. Birkaç tane vahşi sahne var. Almadan önce bu söylediklerimi göz önünde bulundurun derim.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Koridor Yayıncılık · 2020121,2bin okunma
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.