İncecik ama dopdolu bir Zweig öyküsü daha... Kitabı okumaya başlamadan önce Zweig'in hayat hikayesine bir bakmanızı tavsiye ederim.. çünkü eminim ki Zweig'in yaşamı ile doktor B. karakterinin maruz kaldıkları arasındaki benzerlikler kitaba farklı bir gözle bakmanızı sağlayacak ve belki siz de dr. B ile empati yapıp hiçliğin içinde çırpınacaksınız... Kitabın ismine aldanmayın.. Satrançla ilgilenmiyor olabilirsiniz zaten bana göre bu kitap santrançtan çok ötesine bakmanıza önayak olacaktır.. Yazar, hikayenin başında sizi dünya satranç şampiyonu mirko czentovic'e yakın hissettirirken sonraları sizi dr. b. ile tanıştırıyor ve o içinizden silinmeyen acıma duygusuyla onun hayat hikayesini dinliyorsunuz. Ve fonda Hitler'in nefretiyle Dünya'ya yayılmış bir savaşın tüm çıplaklığı ile sonuçlarına şahit oluyorsunuz... Çünkü savaş sadece insanların bedenini değil, ruhunu da öldürür ki bu ölümlerin en trajik olanıdır.. insana sadece fiziksel işkencelerle zarar verilemeyeceğinin, psikolojik işkencenin daha kalıcı hasarlara neden olduğunu göstermesi açısından da son derece önemli bir eser. "Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz. Kitap bitince düşünüyorsunuz... Satranç tahtası savaş alanı mıydı?, yenilmez şampiyon Hitler Almanyası mıydı?, doktor B. Zweig mıydı yoksa yahudileri mi temsil ediyordu? Sorular uzar, gider.. Ama kısacası diyebilirim ki bu eser, savaş psikolojisinin edebiyat üzerindeki en büyük örneklerinden biridir.. Son söz okuyalım, okutalım ve bolca düşünelim... Başka türlü tarihimizden ders almayı ne yazık ki asla öğrenemeyecegiz...

SatrançStefan Zweig · Ceren Yayıncılık · 2021238,8bin okunma

·

79 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ersin özkan