Gönderi

420 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Kaç kez itiraf edilir ki aynı günah aynı insana?
"İnsanları çaresiz bırak, iç organlarından roket yaparlar! Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. " Bildiklerimiz insanlığa dair umutlarımızı yıkarken bilmediklerimiz bize neler yapacak? Hangi duvara çarpıp, hangi denizde boğulacağız? En önemlisi hangi sebepten dolayı utanacağız? Tıpkı adı gibi bildiklerimizin dahası ve fazlası. Yeraltı edebiyatının başarılı yazarı Hakan Günday’ın Daha’sı bize ne demek istiyor? Hakan Günday'dan ödüllü bir kitap.. Ödülü her kelimesiyle hak eden, sarsıcı.. Fazlasıyla etkilendiğimi söylemeliyim. Kitap Rimbaud’un “Dayanılmaz tek şey, hiçbir şeyin dayanılmaz olmamasıdır” cümlesiyle başlıyor. Bu cümlenin aslında bütün hikaye boyunca yol gösterici olduğunu kitabı bitirdiğimde anladım. Kitabın ana konusu Gazâ’nın tabiri caize dehşetengiz öyküsü. Bir yerde olayların çözülüp normal bir seyre girmesini beklerken, bu kitapta hikaye gerilimi tırmanarak artıyor ve dehşet sınırlarını zorluyor. 9 yaşındaki bir çocuğun “İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır” cümlesini nasıl içselleştirdiğini okuyoruz bu satırlarda. Güç olgusunun nasıl kullanıldığını, bir insanın diğer insan üzerinde nasıl tahakküm kurduğunu daha iyi anlıyoruz. Kitapta dendiği gibi “Tabii eğer ortada bir ölüm korkusu varsa, elbet ölümsüzlük isteği de oluyordu. İşte, otorite olmak da bu isteği karşılıyordu." Bu kısımda bana en ilginç gelen kısım, Gazâ’nın kaçaklar üzerinde yaptığı yönetim deneyi oldu. Demokrasi algısının nasıl yönetildiğinin ve diktatörlükle bağlantısının günümüzle taşıdığı paralellikler enteresan. “Korkakların intikamı” olarak nitelendirilen nefretin nasıl kolektifleştiğini ve nasıl faşizme dönüşebileceğini berrak bir şekilde anlıyoruz. Yazarın da dediği gibi “Peki, kim kimden sırf var olduğu için nefret ederdi? Tabii ki ırkçılar ve mezhepçiler ve de kendi dinlerinden olmayan her insanı yok etmeye ant içmiş olanlar!” Kitap boyunca süregelen metaforlar, beyne kazınan aforizmalar; Hakan Günday takipçilerinin alışkın olduğu öğeler. Hikaye ise o kadar yoğun ki nasıl anlatsam nasıl aktarsam bilemedim. Yazdıklarımı dönüp okuduğumda bende bıraktığı duygunun ancak küçük bir kısmını aktarabildiğimi fark ettiğimi itiraf etmem lazım. Mümkün olduğunca önemli gördüklerimi burada yazmaya çalıştım ama hepsini buraya taşımak ne mümkün. Sarsılmaya hazırsanız ilk okuyacağınız kitap olsun derim. Bir de küçük bir itiraf: Kitap uzun zaman önce okuduğum yine Hakan Günday'ın kitabı olan
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve Kayra
kitabını okuyormuşum gibi hissettirdi. Karakterin psikolojik bulanım halini o kadar iyi yansıtıyor ki kendinizi hem dehşet içinde hemde büyülenmiş olarak bulursunuz. Daha, Hakan Günday'a kinyas ve Kayra kitabından sonra bir kez daha hayran olmamı sağladı. O kadar derin, o kadar sürükleyici, aynı zamanda o kadar içime dokundu ki... Herkesin okuması gereken bir kitap.
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313.7k okunma
·
694 views
Hipokampus okurunun profil resmi
Sırf 10 puan verdiğin için okudum incelemeyi😬 Hakan Günday hiç merak ettiğim bir yazar değil ve okumayı hiç düşünmemiştim. İtiraf edeyim incelemeyi oluduktan sonra acaba demedim değil🙂 👏✍️📚👍
Rehşan Uçar okurunun profil resmi
10 puan okunmaya değer demek 🙃 Bence özelikle
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve Kayra
kitabını okumazsan çok pişman olursun olağanüstü bir psikoloji sunuyor. Karakterlerin iç dünyasını okumak aşırı zevk verdi bana bir dene derim 😇😊 güzel yorumun için ayrıca 🙏🏻🌸
2 next answer
Rehşan Uçar okurunun profil resmi
Kitabın filmi de mevcut ben beğenmedim ama izlemek isteyen varsa izleyebilir 😇
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.