Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
·
Puan vermedi
·
97 günde okudu
"Sema Kaygusuz’un Barbarın Kahkahası adlı romanı 2015 yılında yayınlandı. 2016 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü’ne değer bulundu. İki kişi arasındaki sözlü sözsüz iletişimden toplumun geneline her alanda, bazen görmesek ya da gündelik yaşamın doğal bir parçası olarak kanıksayarak yaşasak bile, şiddet var. Bazen bakışlarımızla bile birbirimize şiddet uyguluyoruz. Şiddetin kanıksadığımız, yaşamlarımızın doğal bir parçasına dönüşen hallerini odağına alarak irdeleyen roman, bir sahil kasabasında tatilcilerin kaldığı bir otelde geçen olayları anlatıyor. Okudukça görüyoruz ki anlatılan bu coğrafyanın tarihi ve insanları. Aynı zamanda evrensel, çünkü insan olmanın temel meselelerini masaya yatırıyor Sema Kaygusuz. Roman, sanki elinize bir kamera almışsınız da bir hikâyeden diğerine geçiyormuşsunuz gibi ilerliyor. Her hikâye, kendine ait bir başlıkla ayrı bir bölüm olarak yer alıyor kitapta. Her biri kendi başına bir öykü olabilecek bu bölümlerde Kaygusuz, farklı anlatım teknikleri uygulamış. Kitapta iki anlatıcı var; biri yazar anlatıcı. Bölümlerin çoğunda onun kaleminden okuyoruz olayları. Diğeri ise motel sakinlerinden Simin Hanım. Tıp tarihçisi ve deontolog. Her bölüm aslında motel sakinlerinden birkaçının diyaloglarına konuk oluyoruz. En ilginç olanlarından biri “Esrariler” başlığını taşıyan bölüm. Motelde çalışan garsonlardan Alikâr ve Selçuk, akşam herkes yattıktan sonra esrarlı sigaraları ile binalardan birinin çatısında uzanıp sohbet ediyorlar. İkisi de birbirini dinlemiyor aslında, bilinç akışının iki monoloğa dönüşen sözcükleri oluveriyor okuduklarımız. Sayfanın bir yanında Selçuk’un diğer yanında Alikâr’ın konuşması yer alıyor. Düşünce balonları gibi.Okudukça bizi şaşkına çeviren felsefi bir metne imza atıyorlar. Diğer bölümlerde, kamusal bir alanda cinsellik ve orgazm hakkında bağıra bağıra sevgilisi Ufuk’a nutuk çeken Eda’nın; iki günü iskelede yatıp kalkarak geçiren, eşcinsel oldukları düşünüldüğünden motel sakinlerinin büyük bölümü tarafından ötekileştirilen Melih ve İsmail’in; alışıldık ve kabul görmüş davranışların dışında davranışlarda bulunduğu için yine motel sakinlerince dışlanan ve hatta dayak yiyen Turgay’ın ve Melih’in; ve diğerlerinin sohbetlerine tanık oluyoruz. İşte tüm bu insanlar, biziz. Bizim, bu coğrafyanın insanları. Kaygusuz, aslında her birimizin her gün bizzat içinde bulunduğu ya da tanık olduğu bu sohbetleri, bir ayna tutar gibi aktarır bize. Üstelik bunu hiç gözümüze sokmadan, yaşamın doğal akışının bir parçası, hayatımızda nasılsa öyle sunar. Önyargılarımızın önyargı olduğunu, yaşam biçimlerimizin çelişkilerini, paradokslarını, ikiyüzlülüğünü ve sahteliğini okurken fark ederiz. Kaygusuz bu kitabı, Gezi’nin hemen ertesinde yaşadığı öfke ve umutsuzluğu içinden atabilmek için yazmış. İyi ki de yazmış, böylece biz okurların öfke ve umutsuzluğuna da tercüman olmuş. 150 sayfalık bir roman Barbarın Kahkahası. Koca bir ülkeyi, tarihini, insanlarını, genel olarak insana dair açmazları, çelişkileri, şiddeti, barbarlığı ve daha pek çok şeyi bu kadar kısa bir romanda anlatabilmek… Her cümle, her bölüm başlı başına derin, üzerine ne kadar konuşulsa az… Hangimiz daha barbar bunun önemi yok. Dünyanın herhangi bir yerinde acı çeken sadece tek bir canlı bile olsa, tek bir canlı haksızlığa maruz kalsa, hepimiz o acıdan, o haksızlıktan sorumluyuz, o acıyı yok edemediğimiz sürece hepimiz barbarız. Kendimizi sağaltmanın yolları vardır belki. Evet, belki vardır, ararsak belki…" Alt metinleri yoğun olan bir kitap. Kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında..
Barbarın Kahkahası
Barbarın KahkahasıSema Kaygusuz · Metis Yayınları · 20201,854 okunma
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.