Gönderi

245 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Sinema Bir Şiir Olsaydı O, En İyi Şairlerden Biri Olurdu!
Andrey Tarkovsky, Ünlü şair Arseniy Tarkovsky'nin oğludur. Sinema eğitimini Moskova'da Devlet Sinema Okulunda gördü. VGIK Sovyet Film Okulu'na girmeden önce müzik eğitimi aldı. 1960 yılında Sinema Okulu için yaptığı diploma filmi aynı zamanda ilk filmi ve tamamen Sovyet topraklarında geçen tek filmidir. Silindir ve Keman, Çocuk bir müzisyen ile silindir şoförünün karşılaşma hikayesini anlatır. İşleyiş tarzı olarak duygusal görünen film, Tarkovsky'nin renkli olarak çektiği tek filmidir. 1966 yılında 'Andrei Rublev'i çeken Tarkovsky, bu filmiyle komünist yönetimin tepkisini çekti. Andrey Tarkovsky, 1972 yılında Stonislov Lem'in eserinden uyarlayarak çektiği ve kendi ifadesi ile bilim-düşlem olan 'Solaris'adlı filminde hayatın anlamını araştıran yolculuğuna çıktı.Andrey Tarkovsky diğer filmlerinde olduğu gibi bu filminde de şiirsel öğelere yer vermişti ve Solaris gezegeninin sonsuz koridorlarında, sonluluk - sonsuzluk, varlık - yokluk gibi insanın varoluşsal gayelerine ilişkin sorularına cevaplar arıyordu. Stalker (1979) oldukça sakin bir ritmi olan ve sessizliğin hakim olduğu bir filmdir.Ama ruhani ve dinlendirici bir atmosfer yaratan, her biri birer tablo niteliğindeki şiirsel sahneler kullanarak yorgunluğu anlamsızlaştıran, izleyiciyi derin ve felsefi dünyasına davet eden bir Andrey Tarkovski filmidir. Stalker, sinema tarihinin en sıra dışı, çarpıcı ve felsefi klasiklerinden biri olarak kabul edilebilir. Tarkovski, Sovyet tarihinin en büyük şairlerinden olan şair babası sayesinde edebiyat ve şiirle tanışmıştır. İvan'ın çocukluğunda şiirsel bir anlatıma sahip olması gibi, Stalker'da da filmdeki şiirsel anlatımı mükemmelleştirdiği ve Tarkovski'nin filmlerinin belagat şairinin divanı gibi olduğu söylenebilir. Her şairin bir kral dizesi olduğu gibi Stalker da Tarkovski'nin filmlerinin kral dizesidir. Andrey Tarkovsky 1982 yılında, kendine has sinema anlayışının doruklarından biri olarak görülen 'Nostaljiya' filmini çekti. Son filmi 'Kurban'ı, 1986'da İsveç'te çekti. 'Kurban' teknolojik burjuva uygarlığına ve trajik dünya görüşüne yönelttiği destansı bir eleştiri niteliğindedir. Şiir, kalbin hiçbir süzgeçten geçmeden dış dünyaya açılan kapısıdır. Filmlerinde karakterler genellikle entelektüel konuşmalar yapar, hayata dair önemli felsefi sorular sorarlar. Cümleler adeta bir şiirin dizeleri gibidir. Hiçbir kelime öylesine ya da boşuna sarf edilmez, her şey hesaplanmıştır, rastlantısal hiçbir şey yoktur. Filmlerinde sıkça çocukluk anılarından yararlanmıştır. Ayna, Kurban ve İz Sürücü‘yü izlerken kendi çocukluk anılarımız zihnimizde canlanır. Sanat bizi duygulandırmak ve dünyayı farklı açılardan görmemizi sağlamak gibi işlevleri vardır. Tarkovsky gerçek anlamıyla bir şairdi, çünkü bir şairin görevi, başkalarının yaşamlarını sürdürmelerine yardım etmek ve söyleyemediklerini söylemektir. Solaris‘in açılış sahnesi unutulmazdır. Tarlada başakların salınışını ve sudaki yosunların hipnotize edici akışını izlerken kendinizi bir sanat galerisinde gibi hissedersiniz. Görüntülere doyamayız. Tarkovsky’nin filmlerinde her sahne, izleyicinin yorumuna bırakılan ve belli bir sembolizm içeren, kendine özgü mesajlar vermektedir. Atmosfer oluşturmak için çevreden yararlanır ve manzarayı bir öyküye dönüştürür. Kuş ötüşü, su şırıltısı veya ayak sesi gibi bazı doğal sesler dışında birçok çekim tamamen diyalogsuz ve sessizdir. Karakteri öğrenmek için diyaloglara ihtiyacımız yoktur, tüm bilgileri karakterin hareket ve davranışlarından çıkarsayabiliriz. "Bir anlam ararsanız eğer, olup biten her şeyi kaçırırsınız." "seyirciler, açık ve net sonları olan filmlere aşina fakat şiirsel özü olan bir filmin belli bir muğlaklığı vardır ve filme çok farklı yollardan bakılabilir. alternatif yorumlar ortaya çıkar." "şiirsel bir film önce yönetmen tarafından, ardından da seyircinin zihninde yeniden kurgulanır, bu yüzden bir şeyleri açıklamakla ilgilenmiyorum." Andrey Tarkovsky, 54 yaşında Paris’te akciğer kanserinden öldü. O bir vizyonerdi ve gelmiş geçmiş en büyük yönetmenlerden biriydi. Çalışmaları film yapan kuşaklara ilham vermeye devam ediyor. Doğayı salt göstermekle yetinmemiş, bizzat onun kendisini bir öyküye dönüştürmüştür. İzleyicinin iki saat boyunca düşünmelerini ve canlı düşler görmelerini sağlamıştır. O bize sinemanın öykü anlatma gücünü göstermiştir.
Şiirsel Sinema
Şiirsel SinemaAndrey Tarkovski · Agora Kitaplığı · 2009207 okunma
·
60 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.