Gönderi

Türkçülüğün Durgun Yılları: Ülkenin havası böyledir ve 1953'ten 1962'ye uzanan 9-10 yıl Türk milliyetçilerinin en durgun, en hareketsiz olduğu yıllardır. 1954 Nisan'ında İstanbul'da kurulan Milliyetçiler Derneği ile 07 Aralık 1956'da yine İstanbul'da kurulan Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği'nin faaliyetleri bazı konferanslarla sınırlı kalmış, Türkiye sathında çok etkili olamamışlardır. 1931'de kapatıldıktan sonra 1949'da yeniden açılan Türk Ocağı'nın etki alanı da sınırlı kalmıştır. Ancak 1959'da Türk Ocağı'nın Ankara'daki genel merkezi aktif hâle gelebilmiş ve Galip Erdem'in eğiticiliğinde yetişen bazı gençler sonradan siyasi hayatta ve milliyetçilik faaliyetlerinde etkili olmuşlardır. Söz konusu tarihlerde dergiler de son derece sınırlıdır. İlhan Darendelioğlu'nun 1954 Aralık ayında çıkarmaya başladığı aylık Toprak dergisi uzun ömürlü olmuşsa da tesirinin çok fazla olduğu söylenemez. 1955'te Burhanettin Şener'in çıkardığı haftalık Ocak gazetesi ile 1956'da Tahsin Demiray'la Cezmi Türk'ün çıkardıkları Çakmak dergisi de fazla etkili olamamışlardır. Ancak 1959 Mart'ından itibaren Osman Turan'ın sahipliği ve Galip Erdem'in umumi neşriyat müdürlüğü ile çıkan aylık Türk Yurdu dergisini bunların dışında tutmamız gerekir. O zamanki Türk milliyetçilerinin kalburüstü bütün bilim ve kültür adamlarına ulaşan dergi, bu geniş kadrosuyla üst seviyede bir akademik ve kültürel muhteva tutturmayı başarmış ve bu kalitesiyle bir hayli de etkili olmuştur. 1953'ten sonraki dernek ve dergilerde Atsız faal değildir; âdeta köşesine çekilmiş gibidir. Ancak Toprak ve Ocak'ta 1944 Türkçülerinden Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Zeki Sofuoğlu, Hikmet Tanyu gibi isimlerin zaman zaman yazıları çıkmakta idi. Ocak'ta Atsız'ın da iki yazısı çıkmıştı. Türk Yurdu'nun 1959 sayılarında da Sançar, Sofuoğlu ve Tanyu'nun yazıları bulunmaktadır. Türk Yurdu'nda Atsız'ın da birkaç küçük şiiri ve Ağustos sayısında Malazgirt savaşıyla ilgili bir yazısı çıkmıştır. 1953-1960 arasını değerlendiren Altan Deliorman'a ait aşağıdaki satırlar, o günlerin fotoğrafını kısa ve net olarak gösterir ve sonuçlarını da yalın biçimde ortaya koyar: "1953'ten sonra Türk milliyetçiliği tam bir uyutulma dönemine girmiş olacaktı. Taaa 1960'a kadar. Komünizme karşı da uyutucu tedbirler alınmıştı. Büyük tevkifat yapılmış, neşriyat durdurulmuş, partileri kapatılmıştı. Aşırı sağ-aşırı sol dengelemesi o zamanlar Türk milliyetçileri ile Şefik Hüsnü hempaları arasında sağlanmaya çalışılırdı. 1953'te iktidar, milliyetçiliğin ve komünist faaliyetlerin üzerine birer yorgan örttü. Yedi yıl sonra yorganlar çekildi. Görünen şuydu; milliyetçilik sakin sakin uyumuştu ve örtülere sarıldığı günkü kadardı. Komünizm ise uyur görünmüştü, ama boyuna beslenmişti. Azmanlaşmış, canlanmış, kanlanmış, milliyetçiliğe tepeden bakar olmuştu." (Deliorman 2000: 95).
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.