Gönderi

perspektif
Dünyadan bakan bir insan ayı yukarıda görür. Aydan bakan bir insan ise dünyayı yukarıda görür. Yani uzayda yön kavramı, varlığını bulunduğunuz konum borçludur. Einstein, göreceliliği bilimsel bir temele oturtunca göreceliliğin kendisi dışında çoğu şeyin göreceli olduğu anlaşıldı. Bu olay sadece insan ilişkileri bağlamında değil doğal dünyada da karşılığını buldu. Mesela Thomas Nagel “Bir yarasa olmak neye benzer?” makalesinde, bir yarasanın ses dalgalarıyla yolunu nasıl bulduğunu ya da bu ses dalgalarının yarasanın beyninde nasıl işlendiğini bilebileceğimizi ama bir yarasa gibi bu ses dalgalarıyla dünyanın nasıl algılandığını bilemeyeceğimizi iddia eder. Ben Nagel’ın bu varsayımını farklı bir boyuta taşımak için “Bir köstebek faresi olmak neye benzer?” diye bir soru sormak istiyorum. Köstebek fareleri doğuştan kördürler ve dünyayı burunlarıyla tanırlar. Şimdi şöyle bir soru sorabiliriz. Bu köstebekte karanlık korkusu var mı? Buradaki niyetim köstebekteki korku duygusunu değil karanlık bilinci sorgulamak. Çünkü aydınlığın ne olduğunu bilmeyen bir canlı, karanlığında ne olduğunu bilmez. Dolayısıyla şöyle bir tahmin yürütebiliriz. Bu köstebek, dünyayı ne siyah ne de beyaz görüyor! Peki o hâlde nasıl görü yor? Burada yine enteresan bir iddia ortaya atmak istiyorum! Bence görme dediğimiz olay göze mahsus bir şey değildir. Yani doğuştan gözleri olma yan bir canlı burnuyla da zihninde belirli görüntüler veya imgeler oluşturabilir. Neticede beyin için önemli olan sinyalin hangi organdan geldiği değildir. Bu sinyalin gücü ya da tutarlılığıdır. Ve görme dediğimiz olay da beyinde gerçekleştiğine göre bu köstebeğin burnuyla görüntü oluşturması mümkündür. Yani bize göre kör olan bu canlı kendi dünyasında imgelere sahip olabilir. Mesela gözleri sadece radyo dalgalarını algılayıp görüntüye çeviren zeki bir canlı düşünün. Bu canlı bizi inceleyecek olsaydı kör olduğumuzu iddia edecekti. Çünkü bizler radyo dalgalarını göremiyoruz. Ama ışığın farklı dalga boylarını görüntüye çevirebiliyoruz. Burada belki şöyle bir itiraz gelebilir! Her iki canlı da sonuçta görmek için ışığı kullanıyor gibisinden... Demek istediğim şeyi tam olarak karşılamasa da bu itiraza şöyle bir yanıt verilebilir. Bach-Y-Rita görme engellilerin dillerine bağladığı elektrotlarla, onlara dilleriyle kısmen de olsa görmesini öğretmiştir!
Sayfa 122 - Luna YayınlarıKitabı okuyor
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.