Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

448 syf.
6/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Spoiler* Hikaye birden başladı ve bu tip başlayan kitapları polisiye dizilere benzettiğim için çok seviyorum. Tek sorun hiç bilgi vermiyor. Cinayet işlendikten sonra başladı tamam da akışa uyarken karakter bakış açısıyla neden diğer iki cinayeti görmedik? Sorgulanmışlar ama sadece bir cümlede geçiyor ve oradan biliyoruz? Ki isimler de geçmiyor. Hadi Summer daha sonra bir şeylere bağlanıyor ama Chole? Onu sadece ‘anma töreninde amigo kıyafetlerimizi giydik’ kısmı dışında görmememiz? Baş karakter Ansel ama sonuçta seri katil var ve hikaye bunu anlatıyor. Polisler de gizledi diye cümle geçiyor fakat bu derece bilgisiz olacakları bir gizleme yapamazlar ki? Önemli birkaç şey gizleniyor fakat basıl öldürüldüklerini de bilirsiniz. Hiç mi dedikodu dönmüyor kasabada? Özellikle suç oranı az bir kasabada? Yazar gerçekten hayal ürünü olabilecek bir kasaba yaratmış sanırım. Neden her şey yabancı onu da anlamadım. Çok rahat burada Türk karakterle yazılabilirdi. Neyse. Ansel sevsem mi sevmesem mi hiç bilemediğim bir karakter. Çok uçlarda mı yazılmış anlayamadım. Annesi takıntılı dediğinde bir an bir anne biye bunu der özellikle bir cinayet durumunda diye düşünmüştüm ama bazen bana da takıntılı geliyor. Konuşmada konuşup iş yapmaya gelince mi yapamıyor acaba? Ya da ikizler burcu. Dedektif için ise her yerde. Gerçekten her yerden. Yani baş karakter diye kasabada başka polis yok gibi mi davranıyoruz? Ve Ansel ile yakınlıkları nasıl tehlikeye atmıyor hiçbir şeyi? En başta araya sınır çiziyor, profesyonel davranıyordu. Da sonra değişti? Birbirlerini istemelerinde sıkıntı yok da ‘siz’ diye diretmesinin arkasında durup katil yakalanana kadar o sınır kalsa ve sonra aralarında bir şey olsa. Yakınlaşıyorlar, bir sahne sonra ‘siz’ diyor. Ee niye yakınlaştınız o zaman? Maddie açısından yazılan kısımları sevdim. Duygularının aktarılması iyi yazılmış bence. Kafa karışıklığı da eksik hissetme de gayet iyi verilmiş bence. Tek sorun: Matthew. Cidden mi? Ayrıldınız ve bu muhteşemdi. Kaybetmekten korktum ne demek? Kork da niye barışıyorsun? Henry karakterini de anlamadım. Kylie konusunda da arada kaldım. Özellikle Dylan gelince. Ki Dylan karakterine de gerek var mıydı? Ansel ile ilgili ortaya bir şeyler çıksın diye gelmiş de gelmeden muhabbeti geçse daha mı iyi olurdu dedim? En azından Kylie’nin bu hallerini görmezdik. Ve bir yerden sonra Ansel de sinir bozucu oldu. Söz konusu Dylan olunca karakteri değişiyor gibi. Sevme konusunda arada kalmamın en büyük sebebi. Dedektifle birlikteyken daha iyiydi. Dylan varkenki karakter değişimi, o ikilik hoş durmuyor. Ve Dylan gelince yalnız kalmış gibi geldi. Arkadaşları bunu nasıl hissetmedi onu da bilmiyorum. Kylie hariç. Ona bu konuda cidden güvenim yok. Ve en son anne Rogers. Yani bir anne nasıl baba ve kız arasında ilişkiden rahatsız olabilir? Eşin kızının babası. Ve kızın da senin kızın. Ortada bir seri katil var, kızın hedef. Ve sen kurban değil diyorsun. Annelerin hiçbir şey umursamadan çocukları üzerinde böyle yük olması… Yazım tarzı da basitti. İki kitap fakat tek kitap da olabilirdi. Bazı şeyler uzatılmış gibiydi. Sonuçta uzun uzun anlatılacak bir olay da değil. Bir de kitabı büyük punto ile basıl cümleler arasına boşluk normalden fazla gibi. Bu da kitabı daha kalın gösteriyor. Ve otomatik olarak fiyatı artıyor. Hiç beklenti içine girmeden aman kafam dağılsın diye okunacak kitap tam. Kitap okurken bir deftere not almasam bu kadar yorumum da olmazdı bu yüzden.
Saklambaç
SaklambaçN. G. Kabal · Martı Yayınları · 20224,796 okunma
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.