Gönderi

Cahillik, bilgisizlik, insanlık ve hayırlı kötülük
Benim cahillik anlayışım okumamış olan değil. Cahil, benim için sürdüğü hayattan bir şey öğrenememiş olandır çünkü insan olmak, ahlâklı olmak, doğruyla yanlışı ayırt etmek vs. asla ders kitaplarıyla sınırlı değil; birini düşündüğünde onu mutlu ettiğini görüyorsun, birine kızdığında onu korkuttuğunu ya da üzdüğünü görüyorsun, sevdiğin bir insanı kırdığında sana küsmesinden gönül alman gerektiğini biliyorsun vs. sen yaşadıklarını görmeyip bilmiyorsan okuduklarından da öğrenemezsin. -Ve bugün okumuş cahil diye tabir ettiklerimizden olursun.- Bu, seni benim gözümde kötü biri yapmıyor. -Kendiyle ilgilenmeyen ve kendine değer vermeyen biri olarak görürüm.- Ama hak yediğini, kötülük yaptığını, birine zarar verdiğini vs. fark edemeyecek kadar insanlıktan yoksunsan o zaman gözümde sen kötüsün. Bilgisizlik en kolayı: "Bilmiyorum." dersin anında bundan kurtulursun. -Her şeyi öğrenmeye çalışmakla ömrünü geçirmiş insanlar bile bunu rahatça diyebiliyorken sen neyin rahatsızlığındasın?-Önceden çevrendekiler öğretirdi belki ama şu an öğrenmek için çevrene ihtiyacının olmadığı bir zamandasın. Bu b.ktan zamanın belki de en olumlu yanı bu. "Bilmiyorum." dediğinde alaycı bir yaklaşım sergilenebiliyor çünkü bu zamanın da şu modası: Çok bilmişler itinayla kabul görür ama bilmiyorum diyenlere diptelermiş gibi hemen üstten bakılır -tabi kikirdeme eşliğinde- ve kimse de öğretme zahmetine girmez. -Sana bilmediklerini öğretemezler çünkü- Gerçekten bilenler -en azından haddini ve sınırını bilenler- bilmediğini söyleyene en fazla şaşırır ve o da biliyorsa ve sen de bilmek istiyorsan oradan öğrenerek ayrılırsın. Bu işin adabı böyledir... Bilgisizlik ve cahillik, insanlığı öldürür mü, bilemiyorum ama bunların bir silaha dönüştürülebildiğini biliyorum. Bilgisizlik ve cahilliğe rağmen içindeki insanlığı yaşatanları gördüm. Az bilgisizlik ve az cahilliğe rağmen öldürmüş olanları da. Bilgisiz veya cahil insanda insanlık görürsem duacısı oluyorum ve olurum da. Benim kriterim; insanlık. Bu yoksa ben ve bana dair olumlu hiçbir şey olmuyor. Beddua etmeyi hiç sevmem -o kişi hak etse bile- ama bazen de öyle güzel ederdim ki... Şimdi ise tam "İshal olursun da WC'de bolca kuyruk bulursun inşAllah.", "Kafandan her kötü düşünce geçirdiğinde ya bir şey düşer ya da kuş sı.ar.", "Mutlu ol ama her an ne zaman bozulacak diye düşünüp durmaktan mutluluğu yaşama srfsz." vs. diye başlayacakken kısa ve net bir şekilde "Seni Allah'a havale ediyorum." diyorum. Kötülüğü, hayırlı kötülüğe dönüştürmüşüm gibi hissettiriyor. Sebebi de o kötülüğün ağzımdan başka bir kötülük olarak çıkmasını engelliyor. Özetle kötülüğü, kötülük dileyerek çoğaltmamın önüne geçiyor. Ve buna erişmiş olmak benim için çok değerli. Davranışta da aynı şekilde, tabi bu söze göre daha etkili olduğu için kendimi bildim bileli yapılan kötülüğe kötülük yaparak karşılık vermek istemedim.-Vermek zorunda kalınca bile kendi seviyemi korudum- Çünkü bana ters ve kötülüğe karşı savaşıyorsak bitirmeye oynamalıyız, arttırmaya değil. Ve o bedduaları ederken saf bir kötülükle ya da gerçekten olsun diye etmemiştim -bence tutmadı, yaşayacağı şeyi dillendirdim (:-, çoğu zaman: sinirimi ve hıncımı kırlent dövmektense, çevreyi dağıtmaktansa veya çığlık atmaktansa sözlü konuşmaya yönlendirmiştim. Çünkü en sağlıklısı, en insancılı ve de en zahmetsiz olanı...
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.