Gönderi

Ayrılan Yollar: Millî Yol'un 23 Kasım 1962 tarihli 43. sayısı "Nurculuk meselesi" başlıklı kapakla çıkar. "Çok kimsenin içyüzünü dahi bilmediği ve basının temas etmekten çekindiği bu konuyu tarafsızlık ve cesaretle ele aldık" alt başlığıyla orta sayfalarda başlayıp arka sayfalarda devam eden uzun bir yazı. Sonraki sayıda (44. sayı) konu devam eder. Aynı uzunlukta. Dizinin son bölümü 21 Aralık 1962 tarihli 47. sayıdadır. İlk iki bölüm imzasızdır, son bölümde İsmet Tümtürk'ün imzası vardır ve önceki bölümleri de kendisinin yazdığını bu bölümde ifade etmiştir. Yazı dizisinde Tümtürk, Nurcuların bütün mahkemelerde beraat ettiklerini, buna rağmen sık sık tutuklanarak mahkemeye çıkarıldıklarını ve tekrar beraat ettiklerini, bu yolla onlara baskı ve zulüm uygulandığını çeşitli örneklerle anlatmaktadır. Bu tür baskıların Nurcuların kenetlenmesine ve çoğalmasına yol açtığını da ifade etmektedir. Yazıda "Nurcuların manevî önderi Said-i Nursi" gibi ifadeler de vardır. İkinci bölümde, 1960 yazında Said-i Nursi'nin cesedinin askerî şahıslar tarafından Urfa'daki mezarından çıkarılıp uçakla başka bir şehre götürüldüğü ve orada gömüldüğü hikâyesi de anlatılmıştır. Yazı dizisi genel olarak Nurcuları mazlum gösteren bir üslupla kaleme alınmıştır. Türkçü bir dergide böyle bir yazı dizisinin yer alması, Nihâl Atsız'ın kabul edebileceği bir şey değildi. Millî Yol'a karşı tavır alır. Bu tavrının başka sebepleri de olabilir, fakat bence en önemli sebep budur. (Bir süre sonra, 16 Mart 1964'te Atsız'ın Ötüken dergisinde yazdığı "Nurculuk Denen Sayıklama" başlıklı yazı, onun bu konudaki hassasiyetini gösterir.) Atsız'la Tümtürk'ün arasının açılmasına kadar gidecek olan bu tavır hakkında Deliorman şunları yazıyor: Bir akşamüzeri "İsmet Tümtürk, kendi yazıhanesinde bir toplantı tertiplemişti. Beni ve Millî Yol'a ilgi gösteren, çoğu genç birkaç milliyetçiyi daha bu toplantıya davet etmişti. Atsız'ın Millî Yol'a cephe aldığını bu toplantıda öğrendik... Türkçüler Derneği'nin Millî Yol'a destek olması yolunda İsmet Tümtürk'ün evvelden beri takip ettiği fikri Atsız paylaşmıyor, hattâ derginin Türkçülüğe zararlı hâle geldiğini ileri sürüyordu. Bu iddiaya, başka birçok şeyle beraber, 'Nurculuk' hakkında İsmet Tümtürk'ün hazırladığı ve dergide imzasız olarak yayımlanan bir dizi yazının da sebep olduğu anlaşılmaktaydı. İsmet Tümtürk, bu ciddi durumu haber verdikten sonra, Türkçüler Derneği'nde kalmasının imkânsız hâle geldiğini de ilâve etmişti... Birkaç gün sonra İsmet Tümtürk, Türkçüler Derneği'nden istifa etti. Ve, Atsız'la münasebetlerine bir fâsıla girdi... Atsız-Tümtürk-anlaşmazlığını öğrendiğimiz toplantıdan bir müddet sonra, beklediğim infilâk oldu. Canının sıkılmış olduğu bir gün Atsız:" "-İsmet Dernekten istifa etti, dedi." "-Evet, biliyorum." "-Benim Millî Yolla mânevî hiçbir alâkam kalmamıştır." "Sonra, gözlerimin içine bakarak ilâve etti:" "-Milli Yol'un kapanması, çıkmasından daha isabetli olur." (Deliorman 2000-233-234). İsmet Tümtürk'ün yazıhanesindeki toplantı ile Atsız'la Deliorman'ın görüşmesi Kasım sonlarıyla Aralık başlarında olmalı. Toplantıda Tümtürk'ün Nurculuk hakkındaki yazısı da konuşulduğuna göre Tümtürk'ün, yazının ilk bölümünün çıktığı 23 Kasım 1962'yi izleyen günlerde gençleri yazıhanesine çağırmış olduğunu tahmin ediyorum. “Bir müddet sonra" Atsız'la Deliorman'ın görüşmesi. “Üç-dört hafta sonra" da Millî Yol'un kapanması. 48 sayı devam eden haftalık Millî Yol dergisi 28 Aralık 1962'de son sayısını çıkararak yayın hayatına son verdi. İsmet Tümtürk'ün kaleme aldığı “Millî Yol neşriyatına ara veriyor" başlıklı yazıda ara vermenin sebebi olarak "maddî temel" ile “çalışma yükünün pek az arkadaşın üzerine yıkılması” gösteriliyor. Fakat asıl sebep şu satırlarda gizlidir: “Bütün bunlara ilâveten, şu mesele ile de karşılaşıldı. Milliyetçi cephenin tanınmış bazı şahısları Millî Yolun günün siyasî hâdiselerine karışan ve dar mânâda milliyetçilik mevzularının dışında kalan konuların da tartışmasına girişen bir haftalık siyasî aktüalite dergisi olarak çıkmasını doğru bulmuyorlardı." (Millî Yol, 28 Aralık 1962: 3). "Milliyetçi cephenin tanınmış bazı şahısları" ifadesiyle kastedilen ilk kişi hiç şüphesiz Atsız idi. Anlaşmazlık ve elbette maddi sıkıntılar derginin kapanmasına yol açmıştı. Tümtürk her ne kadar "ara vermek" ve "tatil" diyerek derginin tekrar çıkacağı taahhüdünde bulunuyorsa da Millî Yol bir daha çıkmadı. Ankara'da çıkan aylık Orkun dergisi ise devam ediyordu. 1963 yılına girilmişti. Türkçüler Derneği de "o sıralarda, Beyazıt'ta, postahaneye giden sokakta bir merkez kiraladı. Dar ve karanlık merdivenlerden çıkılan, orta büyüklükte bir oda. Yine de, hiç yoktan iyi. Orada çok kere cumartesi günleri toplantılar yapılıyordu. Atsız, öğle üzeri kütüphaneden çıkıyor, buraya geliyordu. Birkaç saat süren sohbetlere daha çok gençler katılıyor, ara sıra eskilerden de gelenler oluyordu... Sonra buranın kirası sanırım ağır geldi, Beyoğlu'nda (sonradan, Yılmaz Öztuna'nın ücretsiz tahsis etmiş olduğunu öğrendiğim) başka bir yere taşınıldı." (Deliorman 2000: 237). 02 Ocak 1964'te Ali Diktaş'a yazdığı mektupta Atsız, "Biz her iki odayı da terk ettik. Bütün paramızı bültene ayırdık. Şimdilik İlhan Darendelioğlu'nun kurduğu Genç Milliyetçiler Derneği'nin odasında toplanıyoruz." demektedir (Hacaloğlu 2013: 67). Buna göre Beyazıt'taki iki odayı 1963 sonlarında boşalttıkları anlaşılıyor. Darendelioğlu'nun tahsis ettiği yer de Beyazıt'ta idi. Atsız'ın "bülten" dediği, 15 Ocak 1964'te çıkacak olan Ötüken dergisidir.
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.