Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
·
Puan vermedi
·
57 günde okudu
George Orwell 1984 kitap tahlili(spoiler içerir) 1-Roman Türü: George Orwell'in 1984 isimli eserinde distopya türü ele alınırken; sistem, bürokrasi ve yönetimlere eleştiri söz konusu olmakla birlikte en net esas alınan şey totalirizm eleştirisidir. 2-Olay Örgüsü: Olay kurgusal bir evrende geçmektedir bu kurgusal evrende Dünya: Okyanusya, Doğu Asya ve Avrasya olmak üzere üçe bölünmüştür. Okyanusya'nın haritada kapladığı alan: Amerika ve Okyanusya Kıtasının tamamı ile birklikte Britanya adası , Batı ile Güney Afrika'yı kapsar. Doğu Asya ise Japonya'dan İran'a kadar uzanmaktadır. Avrasya: Rusya, Anadolu, Kuzey Afrika ve Avrupa coğrafyasını kapsar. Dünya'nın geri kalan kısmı yani Arap yarımadası, Güneydoğu Asya ve Afrika'nın ekvator çevresindeki toprakları sahipsizdir. Dünya'nın geri kalan sahipsiz yerleri 3 büyük gücün ham madde ve sömürge kaynağıdır. Olayın geçtiği yer ise Okyanusya'dır ve ve ana karakterimiz Winston Smith, Hakikat Bakanlığı'nda düşük rütbeli bir memur olarak çalışmaktadır. Winston boşanmış ve tek başına yaşamaktadır. Winston ülkenin başındaki tek parti rejimine ve mutlak lider Büyük Birader'e de ölesiye bir nefreti barındırmaktadır lakin çevresindeki tüm insanlar oldukça vatansever ve yaşadıkları bu sefil hayattan şikayet etmezler hatta edemezler desek daha doğru olur çünkü dünyadaki 3 büyük güçte birbirinden izoledir ve buradaki halkalar kendilerini kıyas edebilecekleri daha iyi bir şeyi ömrü hayatı boyunca ne görmüş ne de işitmiştir. Winston 1984 4 Nisan günü işi başından bir süre ayrılır ve hatıralarını gizlice kaydetmek için evin yolunu tutar. Geçen günlerde Mr. Charrington’un eskici dükkânından, önceki yıllardan kalma güzel bir not defteri satın almıştı. Geçmişin silindiği ve düşünebilmenin dahi yasaklandığı bu ülkede bu oldukça tehlikeli bir hareketti bu. Winston’un odası öylesine yapılmıştır ki, odanın herhangi bir köşesinden dahi her yer net bir şekilde görülebilirdi. Bu her ne kadar önemsiz bir detay gibi gözükse de ülkenin her evde, dairede, alışveriş yerinde, meydanlarda aklınıza gelebilecek her yerde tele-ekran adı verilen cihazlar vardır. Bu cihazlar da yaptığınız her şey didik didik izlenir ve en ufak bir dalıp gitmeniz yani bir şey düşünmeniz bile oldukça şüphe çeker. Winston; not defterini açtığı zaman, odanın belirli bir köşesindedir ve deftere vatana bir kaç defa ihanet sayılacak şu cümle ile başlar: "Kahrolsun Büyük Birader." Sert, bıyıklı yüzü ile her reklâm tahtasından sokaklardakileri süzen Büyük Birader, Okyanusya’nın Doğu Asya ve Avrasya ile yaptığı nihayetsiz harplerin esrarengiz kahramanıdır. Büyük Birader'in yüzünü gören dahi yoktur ama zindanlarda, Devlete karşı gelen herkese, onun ne güçte bir adam olduğu söylenir. Hakikat Vekâletindeki işinin başına dönen Winston, tekrar her gün işi ile uğraşır. Bu iş, Okyanusya’nın şimdiki siyasetine uydurmak için, Times gazetesinin eski sayılarının muhtevalarını değiştirmektir. Winston bu işin ehli olmakla beraber, işinden ve Okyanusya'nın resmi dili Yenisöylem lügatinin yeni bir baskısını hazırlamakla meşgul olan gayretkeş işçilerin hemen hemen hepsinden nefret eder. Winston'ın bu yorucu ve zahmetli işi, her işçinin katılmağa mecbur kaldığı iki dakikalık Nefret anı ile kesintiye uğrar. Büyük bir salonda, Avrasyalıların yaptıkları işkenceleri gösteren bir film seyrederler. Partinin efsanevî düşmanı, karşı ihtilâlci ve Partinin bütün başarısızlıklarının sebebi olarak gösterilen Emmanuel Goldstein’in perdede görünmesiyle, salondakilerin nefreti doruk noktasına ulaşır. Şimdi hepsi bir ağızdan perdedeki Emmanuel Goldstein’e lanet okur, küfrederler. Bu birlikte lânetlemeye katılmayanlar, derhal Düşünce Polisine ihbar edilir ve ardından "buharlaştırılır". Winston bu iki dakikalık nefret anında geçenlerde proleter kahvehanesinden çıkarken onu izlediğini düşündüğü bir kız ile karşılaşır. Kızın, nefret edilen Düşünce Polisinin bir mensubu olduğunu ve bu yüzden de kendisini takip ettiğini sanır. Herkesin giymeğe mecbur olduğu tulum-gömleğe bürünmüş Julia -bahsi edilen kız- Anti-Seks Derneğinin sancağını sarmıştır. Kız, Winston’a gizlice, üzerinde "Seni Seviyorum" yazılı bir not gönderir. Winston ve Julia, şehir dışında, tele-ekranlardan uzakta, kuytu ve sessiz bir yerde buluşmak üzere anlaşırlar. Julia ve Winston şehir dışında buluştuklarında birbirlerine âşık olurlar ve sırlarını birbirlerine ifşa ederler. Julia ona, ancak güvenlik sebeplerinden ötürü Anti-Seks Derneğinin üyesi ve zahiren sadık bir Parti işçisi olduğunu söyler .Julia handiyse Partiden nefret etmekle birlikte Winston gibi, proletaryanın yönettiği ve Parti üyelerinin hiç bir zaman gitmemeleri gereken karaborsa dükkânlarında alış-veriş etmeyi çok sevdiğini anlatır. Buralarda, bazen, Parti dış kademelerinin kullandıkları sanılan "Zafer" sentetik kahve ve çikolataları yerine gerçek kahve ve çikolata bulunabiliyordu. Mr. Charrington’un eskici dükkânı Winston’u hayret içinde bırakır. Tekrar tekrar oraya gider, şimdiki zamandan daha mutlu geçmiş olduğuna ve hiç bir zaman Parti tarih kitaplarının anlattığı kadar berbat geçmemiş olduğuna inandığı geçmiş hakkında ipuçları arar. Gizlice yaptığı bu ziyaretlerinden birinde, Mr. Charrington Winston’a, dükkânının üstünde gizli bir yatak odası gösterir. Oda, Ingsos ihtilâlinden önceki hâlini muhafaza etmektedir. Oda, oldukça pis olmasına rağmen rahattır ve en iyi tarafı, tele-ekran yoktur. Bir an için doğru düşünme yeteneğini kaybeden Winston, burasını Mr. Charrington’dan kiralar, Julia ile zaman zaman burada buluşur. Birbirine duydukları aşkın tesiri altında, Winston ve Julia, bu totaliter ve baskıcı hükümete karşı gizli bir şekilde isyan etmiş olan başkalarının da olabileceğini düşünürler. O’Brien adında birini düşünen Winston Parti iç çevrelerinin üyesi olan bu adamın zekâ fışkıran yüzünde, Partiden tiksindiğini anlatan bir ifade sezdiğini hatırlar. Winston ve Julia, O’Brien’ın gayet göz alıcı bir şekilde döşenmiş apartmanına gider ve ona, gerçekten bir karşı-ihtilâl plânının hazırlanıp hazırlanmadığını sorarlar. O’Brien, onların bu sorusuna evet cevabını verir, bu karşı-ihtilâlin saflarına onları da kaydeder; fakat ideallerinin gerçekleşmesinden çok önce öldürülebileceklerini de ilâve eder. O’Brien, iki âşığa Goldstein’in mevcut bulunduğunu ve okuması için Winston’a ödünç olarak verdiği heretik bir kitabın da müellifi olduğunu söyler. Winston, Goldstein’in kitabını okumadan önce, kendisini Nefret Haftasının hazırlıkları içinde bulur. Okyanusya, aniden ve hiç bir sebep gösterilmeksizin, harpte saf değiştirmiştir. Şimdi Avrasya ‘müttefiktir, Doğu Asya'da düşman. Yeni dostluğa halel getirecek bütün belgelerin derhal değiştirilmesi gerekmektedir. Nefret Haftasından sonra, Mr. Charrington’dan kiraladığı odada Julia ile istirahat eden Winston, Goldstein’in kitabını okumaktadır. Kitap, Devletin giriştiği sayısız işkenceleri, yalanları ve sahtekârlıkları bir bir sıralar. Birdenbire, nereden geldiği bilinmeyen bir ses, Winston ve Julia’nın tevkif edilmelerini emreder. Dehşet içinde kalan Winston, odada gizli bir tele- ekranının bulunduğunu ve Mr. Charrington’un da, Düşünce Polisi mensubu olduğunu öğrenir. Muhafızlar derhal odaya gelirler. Winston, Aşk Vekâletinde, küf kokan bir mahzene atılır. Winston, burada günlerce bin bir türlü işkenceye maruz kalır ve dövülür. Artık kendisinin nerede olduğunu bilmez. Ardından, O’Brien’ın önünde, haftalarca süren "konferans"lara tâbi tutulur. Bu "konferans" lar sırasında, kendisine devamlı elektrik şoku verilir ve ancak hatasını itiraf edecek kadar canlı tutulur. O’Brien, Winston’un itiraftan da öteye geçmesini ister. Winston’un, ruhunun derinliklerinde. Büyük Biraderin her şeye kaadir olduğuna, her yararın ondan çıktığına, fertlerin özel düşüncelere sahip olamayacaklarına ve eğer Parti, iki kere ikinin beş ettiğini söylerse, bunun doğru olduğuna inanmasında ısrar eder. Winston’a, isyankârlara tuzak kurmak için, Goldstein’in kitabım kendisinin yazdığını da ilâve eder. Bütün bu işkenceler sırasında Winston, gururunu ayakta tutacak bir sebebe sarılır: Julia’ya hissettiği aşk. Onun şimdi hayatta olup olmadığım bilmemesine rağmen, bu aşkı kimsenin kendisinden alamayacağım sanır. Fakat Düşünce Polisinin başvurduğu yollardan biri, kurbanlarını en fazla dehşete düşüren şeyin ne olduğunu öğrenmektir. O’Brien, Winston’un sıçanlardan son derece tiksindiğini bilir. İçinde koca koca aç sıçanların bulunduğu büyük bir tel kafes, Winston’ın yanına konur. O’Brien, sıçanları serbest bırakacağını söyler. Winston, sebepsiz bir panik anında, sıçanların Julia’nın önünde serbest bırakılması için yalvarır. Artık yaşaması için hiç bir sebebin kalmadığını bilir. Bu büyük ihanetinden sonra, Winston serbest bırakılır. Şimdi fiziken, zihnen ve ruhen parça parça olmuştur. Ağzına yediği tekmelerle dişleri kırılmış, saçları dökülmüştür. Buharlaştırmaya lâyık bir kimse olarak görülmediğinden, kendisine küçük bir iş verilir. Şimdi yapayalnızdır, kendisinden nefret edilir, günlerini bir kahvehanede Zafer içkisi içerek geçirir. Bir gün, kendisi gibi her türlü işkenceye tâbi tutulan ve böylece bambaşka bir insan haline gelen Julia’yı görür. Her ikisi de, birbirine ihanet ettiklerini söyledikten sonra, söyleyecek başka bir şeyleri kalmadığını anlar ve ayrılırlar. Winston, bir gün televizyon ekranından, Okyanusya’nın, Afrika’da büyük bir zafer kazandığını duyar, önceleri, bu tür haberlere inanmazdı, ama şimdi inanır. Beyin yıkama işlemi ve şok tedavisi başarılı olmuştu. Winston, ruhunun derinliklerinde. Büyük Biraderi artık gerçekten sevdiğini anlar. 3-Kitabın dili ve anlatımı: Yazar eseri betimlemelerle süslemekten çok genel olarak olayı ve bu olaya karşı karakterlerin verdiği tepkilerle birlikte bizi aktif bir okumaya yönlendirir.Üslubunda oldukça fazla spesifik terimleri bulundurmakla birlikte oldukça sade bir anlatımı olduğunu da söyleyebiliriz. Bu kitap her ne kadar da roman türünden olduğu söylense de bir romana göre oldukça düşünmeye bağlı bir metindir. George Orwell kitabı genel olarak Winston üzerinden okuyucuya yansıtır ve bu da okurun Winston ile bütünleşmesine ve empati kurmasına olanak sağlar. 4-Şahıs Kadrosu: a-Büyük Birader b-Goldstein c-Mr. Charrington d-O'brien e-Winston Smith f-Julia 5-Kitabtaki tarihsel göndermeler: a-Haritadaki Sahipsiz bölgeler: Olay örgüsünün başında anlattığım sahipsiz bölgeler (Afrika'nın ekvator çevresi, Güneydoğu Asya ve Arap yarımadası) soğuk savaş ve sömürgecilik faaliyetlerinin en yaygın olduğu bölgelerdir. Burada yazarımız George Orwell, harita üzerinden bu konulara gönderme yapmıştır. b-Düşünce Suçu: Stalin hükümetinde ki Sovyetler Birliği'nde; Stalin, vatandaşlarından çevresinde hükümet karşı birini gördükleri vakit hiç acımadan onlar ifşa etmelerine karşı teşvik eder. Hatta bu gelenek öyle bir seviyeye gelir ki insanların dostu, komşusu hatta ailesinden biri bile hiç acımadan, hükümet karşı yakınını ifşa edecek duruma gelmiştir. 1984'e gelecek olursak kitapta Parsons isimli karakter rüyasında "Kahrolsun Büyük Birader!" benzeri sayıklamalarından dolayı , kız çocuğu tarafından düşünce polisine şikayet edilir ve zindana atılır. c-Proleter Ayaklanması: Winston Smith tedavi sırasında O'brien ile konuşurken proleterlerin ayaklanabileceği düşüncesini ileri sürmüş lakin O'brien alaya alır bir tavırla proleterlerin sadece üreyip yaşayabildiğini söylemiştir. Burada yapılan gönderme sosyalist devrimine ve proleterlerin ayaklanabileceğine inanan solcuları alaya almasından ibarettir.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166,6bin okunma
·
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.