Şebnem’in farklı dönemlerdeki anılarını kronolojik sıralama olmadan,Şebnem’in anlatıcılığı ile vakıf oluyoruz bu kitapta
Ayfer Tunç zaman ve karakter geçişleri arasında okuyucuyu yormadığı için akıcılığını koruyor.
Yeşil Peri Gecesi ;okurken yoğun duygular yaşayacağınız, kimi zaman Şebnem’i anlayacak kimi zaman sinirleneceksiniz, kızacaksınız, bir ara kitabı okumak zor gelecek ,duygu o kadar üzerinize yük olacak ki kitabı elinizden bırakabilirsiniz (meraktan çok uzun sürmeyecek geri okumaya başlayacaksınız) ama en sonunda Şebnem ve onun gibiler için üzüleceksiniz. Hayat birden tersyüz nasıl olur?,bir çocuğun geleceği nasıl şekillenir?,sarsılan bir aile bireyinin diğer karakterlerin üzerindeki sarsıcı etkisini sanki okumuyor, yaşıyoruz!
ŞEBNEM: Sahteliklere ve görmemek için bir çok kişinin pisliklere nasıl kafasını çevirdiğini, görmezden gelindiğini, çıkar ilişkilerini, istediğini almak için gözlerin nasıl körleştiğini, bazılarının kör taklidini nasıl yaptığının, her şeyin bir bedeli olduğunun ama bedelini neyle ödeyebileceğini bilmediğimiz bir hayata nasıl sürüklenildiğini, nasıl başa çıkamadığımızı tokat gibi yüzünüze vuruyor.( Yüzünüze tükürüyor elbette yarabbi şükür diyen olacaktır. )
Konu komşu, etrafımız ne der?, Ne olacaksa uzakta olsun! Gibi bizleride hala etkisi altında tutan bu düşünceler bir çocuğun hayatını nasıl yok eder! Şebnem’le gözlerimizin önünde!(görmek isteyene)Kimilerine göre dizini kırıp otursaydı denilecek bir hayatın gelişmesi var.(çünkü herkesin hayatı kusursuz,herkes mükemmel kararlar alıyor hayatında)
Gençken idealleri olur herkesin yaşamak istediği hayat vardır , sonra gerçeklerin tokadıyla savrulurlar yetmez tam Osmanlı tokadı gelir ardından yaşamlar “Gün ve Kubi” nin yaşamı gibi olur en azından şanslı olanlar bunu hayat arkadaşı ile savaşarak yapar. Ama hayat acımasızdır yapacağı çok şey olabilir. Süprizlere hazır olmak lazımdır.
“Dünyaya kurban edilmeye hazır gözlerle bakmak, hayır demekten kolaydı. Mağdur olmak cesur olmaktan çok daha kolaydı. İnsan cesareti seçemezse kurban olmayı kendiliğinden seçmiş oluyordu. İnsan mağdur olmanın suçsuz olmak anlamına geldiğini sanıyordu. Oysa mağdur olmak, suçsuz olmak değildi.” S:64 e-kitap
Sırtını iktidara dayamış itibar ve kuvveti devşirenleri, temiz ailelerini, güç zehirlenmelerini Şebnem’ile görün. Erkeklerin güzel kadınları (bizim ülkemizde nefes alsa yeter) nasıl bir hayata mahkum ettiklerini görün. Erkeklerin zaaflarını görün.
“Aynı zamanda da zekiydim. Ama güzelliğim gibi zekâm da henüz bir işe yaramamıştı. Ya zekâmı kullanabileceğim fırsatlar karşıma çıkmıyordu ya da ben nerede kullanmam gerektiğini bilecek kadar zeki değildim. Aslında zekâmdan çok güzelliğime güveniyordum. Güzelliğimi kullanmak zahmetsizdi. İspat etmem gerekmiyordu, hemen görülüyordu. Hem zaten zekâmı isteyen de yoktu.” S:91 e-kitap
Hayat zor, hayat kadınlar için daha zor, hayat güzel kadınlar için çok daha zor.
Yazarların size borcu var.😊Gerçeği ifade edeyim, okumayı hiç tercih etmeyeceğimi düşündüğüm yazarlar veya eserler incelemeniz sayesinde dikkatimi çekiyor. Tebrik ediyorum, incelemeleriniz hakikaten takdire şayan.
Halihazırda okuduğum kitap. Açıkçası beni içine alıp sürekli.bir okumaya iteceğini hiç düşünmemiştim. İnsan ruhuna dokunmayı becermiş nadir kitaplardan biri olarak kalacak bende.