Gönderi

Çok içten...
"Daha çok gençken herkese güvenebileceğini sanırsın. Ve senin olanlardan da kolayca vazgeçebileceğinin yanılgısına kapılırsın. Belki vazgeçmeye de çalışırsın fakat yine de yapamazsın. Ayrı olursun, gidersin. Gittiğin gibi de kapıyı tekrar çalarsın. Ama zil çalışmaz. Kimse duymaz. Kapının bir tarafında sen olursun, diğer tarafında o. Fakat ikinizde bilmezsiniz birbirinizi kapıda beklediğinizi. Sanırsınız ki ikiniz de unuttunuz birbirinizi. Sonra birbirinizi suçlamaya, birbirinize kızmaya başlarsınız. Oysa o sırada ikiniz de, birbirinizden habersiz olarak, birbirinize doğru geliyorsunuzdur. Bilmezsiniz, anlamazsınız. Böylece çok acı çekersiniz. Sonra hayata başka anlamlar yüklemeye çalışırsınız. Birçok şeyi reddedersiniz, aşkı, sevgiyi, belki her şeyi. Her şeyi rasyonelleştirmeye çalışırsınız. Ve kendinize odaklanmaya çalışırsınız. Fakat hiçbiri sizi tam anlamıyla tatmin etmez. Bu hayat yalnızca kendinle asla anlamlı olmaz. İnsana, insanın kendisi gereklidir doğru. Lakin uzun vadede insanın kendisi, kendisine asla yeterli olmaz, olamaz. Çünkü insan bu hayatta hep daha büyük, daha yüce değerler ve anlamlar arar, durur. Çünkü insanın çevresinde gördüğü birçok şey sahtedir. İnsan anlar bunu, bakar arkadaşlıklar, birbirlerinin arkasından konuşmalar, sahte ilişkiler ne de çoktur. İnsan bunları gördükçe hep daha doğal, daha gerçek bir şeyler arar, durur. Fakat bulmakta çok zorlanır. Böylece insanın gerçekten içten ve derinden sevdiği zamanlar hep aklına gelir. Bu duygular onu asla rahat bırakmaz. Sonrasında insan acı, hüzün, pişmanlık, umut, hepsinin içinde kavrulur, yanar durur. Sonra insan geçmişte en sevdiği, en değer verdiği insanı tekrar aramaya başlar. Bulabilir mi bir muammadır fakat arayışı devam eder. İnsan işte o kaybettiği ve bir daha asla bulamayacağı o gerçek güven ve sevgi duygusuna tutulur. Çünkü bilir ki geçmişte yaşadığı o doğal ve gerçek sevgi bir daha asla bir başkasında aynı olmayacaktır. Zira bu hayatta en zor ve bulunması en nadir şeylerden biri, insanın kendisinden daha fazla bir başkasını düşünmesidir. Kendisini feda edercesine ona bağlanmasıdır. Kendisinden daha fazla onun iyiliğini düşünmesidir. Bu günümüzün bencilleşen ve oldukça sahteleşen dünyasında bulunması çok nadir ve inanılmaz zor bir şeydir. Bu sebeple geçmişte birisini karşılıklı olarak çok sevmişseniz ve ona içten bir şekilde bağlanmışsanız bu eşsiz bir şeydir, çok kıymetlidir. Bu tekrar herhangi birisiyle denenemeyecek ve kolay kolay verilemeyecek kadar önemli bir şeydir. Bir kez onu anlamış ve ona o değeri uzunca bir süre vermiş olan insan, tekrar hayat boyu onu arar durur." (Jack Brighty)
·
148 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.