Gönderi

Cenaze Töreni: Tercüman, Cumhuriyet ve Yeni Asya gazetelerinin 13 Aralık 1975 tarihli sayılarında "Nihal Atsız Bugün Toprağa Veriliyor" başlıklı haberler vardır. Atsız'ın vefatını herkes duymuş, cenazesinin 13 Aralık'ta kaldırılacağını herkes öğrenmiştir. Atsız, Reşide Sançar'a "Kimseye haber vermeyin. Birkaç kişiyle beni kaldırtın, mezarlığın bir köşesine sessizce defnedin." demişti ama öyle olmadı. Tarih 13 Aralık 1975 Cumartesi. Kurban Bayramı'nın birinci günü. İkindi namazında Kadıköy Osman Ağa Camii'nin bahçesi tıka basa dolmuş. Türkçü gençler tabutun iki başında nöbet tutuyor. Türkçülük ülküsünü senden biz devraldık Atsız Ata, der gibi, fakat sessiz. Nöbetler devrediliyor. Kalabalık dışarıya taşmış. Türkçü ve ülkücü gençler heyecanlı, taşkın. Atsız'ın oğulları Yağmur ve Buğra bir köşede. Musalla taşında yatan onların babaları. Genç asistan Dursun Yıldırım o gece Amerika'ya hareket edecek. O da cenazede. Gözlerinden yaş boşanıyor. Yanında iki genç asistan daha. Ahmet B. Ercilasun ve eşi Bilge Ercilasun. Ercilasun, gözyaşlarını içine akıtıyor. Bir ara gözleri Yağmur Atsız'a ilişiyor. Karşısında Mehmet Kaplan var. Yıldırım ve Ercilasunların hocası, Atsız'ın bacanağı, çocukların eniştesi. Yağmur'u sakinleştiriyor: “Yağmur” diyor, “o sadece senin cenazen değil; o artık Türk milletine mal olmuştur.” Hayal meyal hatırımda kalan cümleler bunlar. Kalabalığı, gözyaşlarını, hıçkırıkları ve tabutun Karacaahmet Mezarlığı'na kadar eller üstünde taşındığını hatırlıyorum. Kardeşi Nejdet Sançar'ın mezarının yanı başına defnedilişini. Bir de hiç kimsenin unutamadığı bir sesi. Fethi Gemuhluoğlu'nun sesini. İmam, "Er niyetine!" deyince gürleyen sesi: "Hoca, bu musalla taşı şimdiye kadar böyle bir er görmedi!" O gün semada yankılanan bu söz, Atsız'ı en iyi anlatan sözdü ve Türkçülerin zihninden hiç silinmedi. O yıllarda bayramın birinci gününden sonra, her günkü gazeteler çıkmaz, onların yerine Bayram gazetesi çıkardı. Bu sebeple 14 Aralık tarihinde sadece Bayram gazetesinde Atsız'ın defnedildiği haberi yer aldı: "Atsız dün defnedildi." Bizim Anadolu ve Orta Doğu gazetelerinin ancak bayramdan sonraki 17.12.1975 tarihli sayılarında Atsız'ın defnedildiği haberi vardır. Bizim Anadolu gazetesinde cenazeye katılanlar hakkında şu bilgi var: "Nihal Atsız'ın cenaze törenine yakınları, bazı partilerin yetkilileri, üniversite öğretim üyeleri, bazı yazarlar, gazeteciler, öğrenciler ve çok sayıda halk katılmıştır." (Akgöz 2016: 261). 17.12.1975 tarihli Hergün gazetesindeki haber şöyledir: "Arefe günü Tanrı'nın rahmetine kavuşan tarihçi, yazar, büyük Türkçü şair ve fikir adamı Nihal Atsız Beğ'in cenazesi Bayramın ilk günü ikindi namazından sonra Kadıköy Osmanağa camiinde kılınan cenaze namazından sonra Karacaahmet'teki ebedî istirahatgâhında toprağa tevdi edilmişdir." "Kalabalık bir halk ve gençlik topluluğunun katıldığı cenaze törenine, siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri ve senatörler, üniversite öğretim üyeleri, İstanbul'un dışındaki üniversitelerin temsilcisi profesörler, yazar ve şairler, gazeteciler, öğrencileri, milliyetçi-ülkücü gençler, milliyetçi ve ülkücü kuruluşların temsilcileri de iştirak etmişlerdir." "Merhumun Bostancı'daki evinden alınan cenazesi Osmanağa Camii'ne getirilmiş ve burada kılınan namazından sonra na'şı eller üzerinde camiden çıkarılmıştır. Başbakan Yardımcısı ve MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş'in güvenlik kurulundaki toplantı sebebiyle bulunamadığı cenaze törenine, Emniyet teşkilâtı da bir ihtiram kıtası ile katılmış ve polisler merhuma ihtiram duruşunda bulunarak son görevlerini yapmışlardır." "Beş binden fazla ülkücü gencin elleri üzerinde camiden Karacaahmet'e doğru yola çıkan cenaze kabristana kadar ağır adımlarla ve eller üzerinde taşınmıştır. Kabri başında mücadele arkadaşları Atsız Hoca için konuşmalar yapmışlar ve gençler şiirlerinden bazılarını okumuşlardır." "Cenaze törenine, merhumun Almanya'da bulunan büyük oğlu Yağmur Atsız ile küçük oğlu Buğra Atsız da katılmışlardır ve babalarına son vazifelerini yapmışlardır." (Akgöz 2016: 262-263). 17.12.1975 tarihli Cumhuriyet gazetesinde de ailenin teşekkürü yer alır: "Nihal Atsız'ın ölümü dolayısıyla bizzat gelerek, telefonla ve telgrafla başsağlığı dileyenlere, başta Başbakan Süleyman Demirel olmak üzere bütün yakınlarına ve sevenlerine, ayrıca ölümünden sonraki yardımları için Zeynep Kâmil Hastanesi yöneticilerine ve personeline en derin ve içten teşekkürlerimizi sunarız." "Eşi: Bedriye Atsız" "Oğulları: Yağmur ve Buğra Atsız".
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.