Gönderi

204 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
İNSANI HAYALİN DERİNLİKLERİNE GÖTÜREN KİTAP: A’MÂK-I HAYAL
" İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır?…" - Yunus Emre Bu inceleme belki de yazmakta en çok zorlanacağım incelemelerden biri olacak: Filibeli Ahmet Hilmi’nin kaleme almış olduğu A’mâk-ı Hayal. A’mâk-ı Hayal, edebiyatımızın ilk felsefi ve gerçeküstü romanıdır. Bu yönüyle eser içeriğinde sıkça felsefi ve tasavvufi görüş içermektedir. Eser, güçlü bir din duygusuna sahip olarak büyümüş, gayet bilgili ve gayet düzgün bir karakter olan Raci’nin günümüz modern insanında da yaşamış olduğu gibi ruhundaki boşluğu dolduramamasıyla, içini yiyip kemiren şüphe ejderhasını susturamamasıyla bir umutsuzluk tufanına düştüğü günlerden birinde evinin yakınlarındaki eski bir kabristandan geçerken kapısının açık olduğunu fark edip içeri girmesi ve burada Aynalı Baba adında bir zatla karşılaşmasıyla başlıyor. Raci, Aynalı Baba vesilesiyle dokuz gün dokuz farklı merhaleden(evre,aşama) geçiyor; kâh Buda’yla hiçlik zirvesine, kâh Yunan tanrılarının bulunduğu Olimpos Dağ’ına, kâh Simurg’un sırtında Merih gezegenine, kâh Kaf Dağ’ına ve daha birçok yere gidiyor. Her alemde farklı bir serüven yaşıyor ve her alemde farklı bir hikmetle karşılaşıyor. Doğrusu eser içerik olarak çok güçlü ve doyurucu bir muhtevaya sahip. Üslubuna gelecek olursak eğer, her ne kadar Osmanlı döneminde yazılmış bir eser olsa da günümüz Türkçesine çevrilmiş haliyle gayet yalın ve anlaşılır bir eser. Eserin ağır gelen, okuyucuyu anlamakta zorlayacak kısmı üslubundan ziyade kelimelerin anlam yoğunluğu ve cümlelerin anlaşılması güç hikmetli ifadeler içermesi. Eserde sıkça tasavvuf şairlerinin, önemli zatların şiir ve sözlerine yer verilmiş, bu yönüyle edebi açıdan da oldukça tatmin edici bir eser olduğunu söylemek mümkün. Eser hakkında objektif incelememi yaptıktan sonra benim eser hakkındaki görüşlerime gelelim. :) Öncelikle ben eseri oldukça başarılı buldum. Bundan neredeyse 100 yıl öncesinde böylesine bilgi dolu, felsefi açıdan ve genel kültür açısından zengin bir eser çıkarmak gerçekten kolay değil. Filibeli Ahmet Hilmi’nin okumayı seven ve ilimle haşır neşir bir insan olduğu eserinden çok rahat bir şekilde anlaşılıyor. Eseri okurken aklımda yatan bir düşünce vardı hep: Bu eserle karşılaşmış olmam tesadüf olamaz düşüncesi çünkü Racinin ruhundaki boşluğu dolduramaması, içinde yatan şüphe ejderhasını bir türlü susturamaması durumu benim de hayatımda bizzat yaşadığım bir durumdu. Kitabı okurken kendimi özellikle Raci ile çok özdeşleştirdim. Hayatın amacı nedir? İnsan nasıl mutlu olur? Niye geldik ve nereye gideceğiz? Bu sorulara anlam arayan her insanın bu kitapta kendinden bir şey bulacağına ve sorularına biraz olsun ışık tutacağına inanıyorum. Ve son olarak kitapta geçen ve benim en çok beğendiğim alıntıyı paylaşarak incelememi burada sonlandırıyorum: " Ben insanlardan o kadar çok ihanet gördüm ki onlara fenalık etmemek şartıyla şu huzur veren şekilde ömrümü geçirmeyi daha uygun buldum." Aslında kitapta birçok güzel alıntı vardı ama ben özellikle bunu seçtim çünkü bu alıntıyı yaşamak, bizzat hayatta uygulamak çok zor. Sizlere kötülük eden, ihanet eden, iyiliğinizi suistimal eden insanlara karşı intikam almak zahmetine girmeden, herhangi bir kötülük beslemeden, onların da Allah’ın bir kulu olduğu ve belki de bir gün yaptıkları yanlışlardan ders çıkarmış bir mü’min olacaklarını unutmadan yolunuza devam edebilmek, işte bunu başarabilmiş bir insan benim gözümde hikmet sahibi bir alimden farksızdır.
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117bin okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.