Sultan Fâtih’in (şair Avnî) elden gider redifli gazeli pek dokunaklı gelir bana. Bir başka sultan şair (Kanûnî merhûm = Muhibbî) ve daha sonra Ziya Paşa birer nazîre yazmışlar. Hepsi beşer beyit.
"Yâr için ağyâr ile merdâne cenk etsem gerek
İt gibi murdar rakîb ölmezse yâr elden gider"
– Avnî
[Aşk işinde üç kahraman bulunur daima. Âşık, mâşuk ve rakip. Gül, bülbül ve diken yani. Ferhat, Şirin, Hüsrev. Rakip, maşuku elde edendir. Aşığa ise gam çekmek düşer hep.]
"Gırre olma dilberâ hüsn ü cemâle kıl vefâ
Bâki kalmaz kimseye nakş u nigâr elden gider"
– Avnî
[Gurur etme ey sevgili! Güzellik ve süs kalıcı değil; bir gün elden gider.]
"Görmeden âsâr-ı Nisânın bahâr elden gider
Güller âhir râm olur ammâ hezâr elden gider"
– Ziya Paşa
[Daha Nisan ayının eserlerini görmeye fırsat olmadan, bakmışsın ki bahar bitmiş. Güle yalvarır bülbül, gül naz eder. Gün gelip merhamete gelir gül ama, o zamana kadar bülbülün ömrü tükenmiştir; bülbül elden gider.]
"Sârbân-ı vakt isen hazm eyle zîrâ vakt olur
Bir topal merkep belâsıyla katâr elden gider"
– Ziya Paşa
[Kervancıbaşı olarak çok dikkatli ol. Hiç önemsemediğin topal merkep yüzünden bir de bakmışsın katarın tamamını kaybetmişsin. Hani demezler mi: “Bir çivi bir nalı kurtarır, nal atı, at süvariyi, süvari orduyu” Onun gibi, hiçbir ayrıntıyı ihmal etme.]