Uyarı: “Spoiler” niteliği taşır. Edebiyat dünyasının şüphesiz en çok tartışılan eserlerinden biri olan roman hakkında abartıldığı kadar iyi midir değil midir sorusunun cevabı tek kişide aranmamalıdır çünkü bu soru tamamen sizin zihninizde şekillenip cevap bulabilir. Romana biçeceğiniz değerin kriterlerini başkalarında aramak işinizi zorlaştırabilir. Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı beğenmek veya beğenmemekte tek bir etken var bence, o da Holden’ı anlamak. Anlamaktan kastım dünyayı onun gözünden izleyebilmek, âdeta onun zihnini ödünç alarak romanı okuyabilmek. Holden’ı anlamanın yaşla da ilgisi olduğunu düşünüyorum çünkü bence onun yaşadığı çocukluktan ergenliğe geçiş ve masûmiyeti mecburî yitiriş duygusunu anlayabilmek için insanın kendi geçiş sürecini çok iyi hatırlaması gerek. Ben, Holden’la aynı yaşta bir birey olarak, onun yaşadığı duygusal değişimleri ve geçişleri bir yetişkine göre çok daha iyi anladığımı düşünüyorum. Holden’ın böyle bir süreçten tek başına geçişi, okuduğu okullardan atılışının onda oluşturduğu özgüvensizlik ve problemli aile yaşantısı da işin içine girince onu anlamak zorlaşıyor, düşünceler karmaşıklaşıyor; anlattıkları ergenlik saçmalığından, birtakım zırvalıktan ibaret gibi geliyor fakat anlattığı şeylerin saçmalıktan daha fazlası olduğunu düşünüyorum zira Holden’ın anlattıkları psikolojik olarak sıkıntılı dönemlerden geçen bir bireyin düşünce dünyasında kendisine eşlik ettiğimiz bir yolculuk aslında. Romanı sevmek kadar sevmemek de hakkınız tabii ki. Hiçbir düşüncenin kötü veya yersiz eleştiri olduğunu söylemiyorum, bir eser için farklı ve zıt fikirlerin karşılaştırma yapma ve fikir sahibi olma açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum fakat yarım bıraktıysanız bizim yaşımıza, 17 yaşına dönüp tekrar okursanız daha fazla zevk alarak okuyacağınıza eminim. İyi okumalar.

Çavdar Tarlasında Çocuklar

Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,8bin okunma

·

34 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nisa