Herkese merhabaa! :)
Bugün size hikâyesiyle beni derinden etkileyen
Zamanın Yankısı kitabından söz etmek istiyorum.
Zamanın Yankısı’nda, yalnızlık, anlaşılma arzusu, takıntılar, travmalar, fedakarlıklar ve hayatımızın bir barçası olan daha bir çok şeyi, Eser isimli gencin çocukluğundan yetişkinliğe uzanan hüzünlü hayat yolculuğunda yaşadıkları üzerinden en sarsıcı hâliyle okuyoruz. Her şey, Eser daha on bir yaşındayken mahallenin en güzel kadını Müzeyyen sayesinde kitapların derin dünyası ve ona karşı beslediği en az kitaplar kadar derin hislerini keşfetmesiyle başlıyor. Müzeyyen, Eser’in hayatında uçurumdan yuvarlanan bir çığ kadar beklenmedik, tehlikeli ve önlenemez sonuçların sadece başlangıcıdır aslında…
Psikolojik yönden ağır basan kitap beklentimin çok üzerinde çıktı açıkçası. Böyle bir kitap okuyacağımı tahmin bile edemezdim. Hem çok sevdim, hem çok etkilendim. Eser karakterini o kadar iyi anlarken aynı zamanda anlayamamak başlarda yorucuydu benim için ama sonlara doğru her şey açığa çıktı ve büyük bir şaşkınlık yaşamama sebep oldu. O andan sonra Eser’e olan bakış açım tamamen değişti. Eser’e üzülsem de beni asıl üzen karakter Eylül oldu. Bence en çok zorluğu çeken kişi kesinlikle oydu. :’(
Bu arada yazarın kalemiyle ilk kez tanışıyorum ama çok başarılı buldum kendisini. Her duygu ve düşünceyi başarıyla yansıtmıştı. Ayrıca yalın, akıcı ve çok samim bir dili vardı.
Lafı uzatmaya gerek yok, her şeyiyle çok güzel bir kitap okudum. Sadece sonu daha farklı olsun isterdim, onun dışında hârikaydı. Kısacık ama dopdoluydu. Bu tarz bir kitaptan beklenmeyecek kadar da macera yüklüydü.
Kesinlikle okumalısınız!