Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kadının kaderi coğrafya değildir.
"Coğrafya kader midir?" Kadınlar için pek de öyle değil gibi. Dünyanın her noktasında benzer senaryolar yaşayan kadınları bulmak epey kolay. "modern" ya da "geleneksel" coğrafya kadınlar için geçerli değil. Olivia ise şu an günümüzde modern sayılabilecek bir ülkelerden birisinde doğuyor, çoğu Türk kadını gibi (özellikle 20-30 sene öncesi) bir yaşam ve ruhani bir tutsaklık yaşıyor. Olivia küçüklüğünde babası tarafından seks amaçlı kullanılan ve sürekli kız olduğu için utandırılan bir çocukluk geçiriyor. bu kadınlık dayatmalarından psikolojik olarak küçüklüğünde bu tarz bir baskıları kalmış çocukluğum ileriki düzeylerde nasıl yansıdığını nasıl bir hayat çizdiğini, nasıl kendi güvenli alanının bu olduğuna inandırıldığını çok net bir şekilde görüyoruz. günümüzde çoğu -bu çocuk kız erkek fark etmezsin- tacizi yaşıyor. ayrıca genelde inanılmıyor "iftira atma o senin babanı, o senin amcan." vb. sözler sarf ediliyor. kim olursa olsun bu tarz şeyler duyulması çok ihtimal çünkü geleneksel medya her daim bize ensesti meşru kılan ve kadınların şu an bile bu baskılara yoğun bir şekilde maruz kaldığı bir hayat biçimi sunmuş durumda. "Ben bir kuşum ve uçup gidebilirim bir kuş ve bir kız olmak ve uçmak, ne kadar güzel şey." diyor Olivia kitabın başında. özgürlüğe bu kadar bu kadar muhtaç ve isteyerek arzulasa bile baskılarından dolayı kendine çok aşağıda görür ve aşağılık kompleksini sıklıkla yaşar. ve babasının öldüğü gün ,intiharında, bunu çok kuvvetli bir boş vermişlikle tıpkı yabancı romanının içselleşmiş halini yansıtıyor bize. insan kötü davranan birisine özler mi? ya da onu ve o anlara geri dönmeyi isteyebilir mi? her ne kadar çok uçuk ve istek gibi de olsa kötü bir travma ardından o ana geri dönmek her zaman normal karşılanabilecek bir şey aslında. çocuklukta normal olarak kafamıza sentezlenmiş absürt ve etik olmayan değerler bir süre sonra güvenli alana dönüşebiliyor her ne kadar bunu itiraz edebilecek ve ayırt edebilecek noktaya yaşa gelse bile insan güvenli alanından daha çok üst bir güvensizlik duymasından korktuğu için kendi güvenli alanından ilerliyor. Güvensiz, korkuyla yaşanmış bir çocukluk yetişkin hayatını da zehir ediyor. kötü bir çocukluk geçiren baba sevgisi bile görmemiş bir kadının babası gibi birisini seçmesi de bunu açıklar nitelikte. Olivia da ilerideki ilişkilerinde babası gibi insanları tercih ediyor. İvo ile tanıştıktan sonra onun arzusu ve ilgisini o kadar etkileniyor ki hayatında ilk defa değerli gövünmüşçesine aşka muhtaç hissediyor. aslında olivia'nın burada hoşlantıya sahip olduğunu ve çok sevildiği için ona bağlandığını düşünüyorum. Yani bahsedilen bir aşk söz konusu değil bence. her ne kadar Olivia burada ivonun güç zehirlenmesi ile karşı karşıya kalsa da ve ivo'dan vazgeçmekten çok korktuğunu ondan zevk almasa bile ona körü körüne bağlandığını görüyoruz. ayrıca İvo'nun güç zehirlenmesi de burada güzel bir örnek tasvir edilmiş çünkü bilgi ile uğraşan her insanın bir noktada güç zehirlenmesi yaşaması, bu sektördeki en büyük sorunlardan birisi. daha sonrasında ikinci bir ilgi olarak tobiasla karşılaşır ve tobiasın o kötü muamelelerine "ivo'dan daha üstünü bulamayacaktım zaten" gibi yanılgılara katılarak buna boyun eğiyor ve tekrar babasıyla yaşadığı zamanlara geri döndüğünü hissediyor. * Bir japon ustası 3 Sevgi türü var diyor bunlardan birisi şartlı sevgi "eğer şöyle olursan eğer beni seversen eğer bunu yaparsan eğer iyi bir çocuk olursan..." bu bir şartlı sevgi örneği 2. sevgi türü "için" "seni seviyorum güzel olduğun için ya da çok zeki olduğun için seni seviyorum" İnsanı değersizleltiren ve bütününü bozan bir sevgi türü 3. sevgi türü "rağmen" sevgisi "tüm bu olanlara rağmen seni seviyorum kusurlu olmana rağmen seni seviyorum." gibi bir sevgi türü daha sağlıklı olduğunu dile getiriyor usta. tabii ki bunu dile getirirken böyle getirmiyoruz ancak insanın beynindeki o sevgi türü ,özellikle ebeveynlerin "eğer" türüne yani şartlı bir sevgiye bağlanmış durumda ve olivia'nın bu yaşadığı şeyler şartlı sevgiyle sınırlandırılmış bir biçimde ve ilişkilerinden vazgeçememe nedenini açıklıyor. çünkü karşısındaki insan o kişinin o açığından faydalanıp şartlı sevgisini kullanarak ondan vazgeçemeyeceğini biliyor günümüzde köy kadınlarının ya da zorla evlendirilen kadınlarz insanlar bu tarz şarkı sevgiye maruz kalıyor. karşı taraf aldatıyor ilgisiz bırakıyor ve çok az bir ilgi gösteriyor ve o karşısındaki insana çok güzel bir şekilde kendine bağlanıyor. bununla büyümüş insanlar doğal olanı bu sanıyor, sevgisizliği olan bir durumu sanıyor, ilgisizliği olağan bir akış sanıyor. bu yüzden de olivia'nın bu ilişkileri bitirmekte çok zorlandığını görebiliyoruz bunların sebebi yine çocukluğa dayanıyor. Olivia sürekli kendine aşığılarken, aşağılık kompleksi içerisinde depresif bir halde ölüm arzularken ya da kendini aşağılamayı arzularken görüyoruz sürekli kendini eleştiriyor sürekli kendine bir şeyler buluyor. Freud bu Sophokles'in elektra tragedyasını bir psikolojik unsura dönüştürülmüş durumda ve elektra kompleksi tam olarak bu denilen şeyleri açıklıyor. Kısacası kitabı beğendiğimi ve özellikle bu tarz durumlar yaşayan kadınlarının okuması gerektiğini düşünüyorum. ve şunu söylemekte fayda var eğer böyle bir durum yaşadıysanız ya da yaşıyorsanız yalnız değilsiniz. susmaktan korkmayın dünyanın her yanında bu tarz olaylar olmaya devam ederken susmak bir çare asla değil. kendinizi başka insanlardan dolayı aşağıdaki hissetmeye değersizleştirme gerek yok. Her insan özünde birer inci tanesi Buraya kadar geldiysen teşekkür ediyorum ve bol okumalar bol sevgiler diliyorum.
Babam Öldüğünde Ağlamadım
Babam Öldüğünde AğlamadımIris Galey · Arion Yayınevi · 1994808 okunma
··
416 görüntüleme
Pluviofil okurunun profil resmi
Rica ederim, sevgiler 🌸
Miss Felony okurunun profil resmi
🥰🥰🩷
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.