"Aramıza duvar ördüysem tuğlasını sen verdin!"
Sizi tanımlayan tek şey: Emek. Herhangi bir şeyin güzel ya da çirkin olmasına gerek yok. Karşılıklı tüm ilişkiler emek ister. Emeğin bittiği yerde ihanet başlar.
Aşk üçgeninde, üçgenin bir noktası idam sehpası diğer noktası da idam ipidir. Siz birini diğerine ulaşmak için basamak olarak kullanırsınız. Ama biri ayaklarınızın altından iskemleyi çektiğinde ikisini de sonsuza dek kaybedersiniz. O yüzden ihanet aşkı öldürür. O yüzden aşk içinde misafir olmaz. O yüzden iki gönül arasına üç saklanmaz.
Kendini sevmek bilinçli bir seçim, bugünden başla!
Hayatımızda farkındalık ve özbilinç geliştirmek önemlidir çünkü bu bize iç huzuru ve bireysel gelişim sağlar. Başkaları için değil, kendimiz için yaşamalıyız çünkü sadece böylece gerçek mutluluğu bulabiliriz. Hayatın her anının tadını çıkarmalı, içimizdeki sesi dinlemeli ve kendi değerlerimizi yaşamalıyız. Sonuçta, Ralph Waldo Emerson'un dediği gibi: "Gerçek başarı, mutluluğun ne olduğunu bilmek ve yaşamak, başkalarını etkilemek değil."
"Uyanış!" şeklinde bir ifadenin bana çağrıştırdığı daha toplumsal, daha siyasî, daha felsefî bir anlamdı.
Fakat bu kitap daha bireysel bir uyanıştan bahsetmiş. Baş karakterlerinden Edna'nın kendini, duygularını tanıması üzerine yazılmış bir kitap.
Konu itibariyle 'Aşk ve Gurur' , 
İki Kız Kardeş kitaplarına benziyor. Hatta 'Selvi Boylum Al Yazmalım' filmine tıpatıp benziyor. İçimi ısıtan, zaman zaman da sinir küpü olduğum sahnelere çokça denk geldim. Edna'nın saçını başını yolasım geldi. Neden olduğunu siz de okuyunca anlarsınız. Aslında beklentim kitabın isminden dolayı daha yüksekti o yüzden biraz durgun bulsam da yine de kötü diyemem. Ben daha felsefî içerikli bir kitap bekliyordum. Aşk kitabı çıktı. Feminist mesajlar da içeriyor.
·
56 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.