Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

651 syf.
7/10 puan verdi
Bu kitabı merak ediyordum. Okuyacağım zamanı bekliyordum. İsmi ve görünüşü ilgimi çekiyordu. Haruki Murakami de zaten tarz olarak çok farklı bir yazar. Dolayısıyla ilginç bir şeyler olabileceğini seziyordum. Kitabın isminin Sahilde Kafka olması benim adıma ilgi çekiciydi. Zira Franz Kafka'nın bazı kitaplarını okumuş ve özellikle Dönüşüm'ü çok beğenmiştim. Orada da dönüşümü simgeleyen bir böcek metaforu vardı. Burada da bir karga analojisi var. Kafka bir dilde karga demek. Dolayısıyla kitabın kapağındaki kişinin başında duran karga aslında bir kafka. Bu kafka da insanın içinde geziniyor. Sanki insan bir deniz ve o kafka da insanın sahillerinde dolaşan birisi oluyor. Bu açıdan bakınca insan hem kendisinin denizi hem de kafkası. Kafka bazen bir başkası bazen de insanın kendisi. İnsan aynı o kafka gibi kendi sahillerinde yaşıyor, kendi sahillerinde geziniyor, bazen kendisiyle bazen aklındakiyle yapıyor bunu. Başkaları çok farklı algılayabilir, kitabın ana metni de farklı şeyler söyleyebilir fakat benden yansıyanlar bu şekilde. Ben bu şekilde hissettim, bu şekilde yorumlamak istedim. +18 Ayrıca belirtmek isterim ki: Kitabın bu kadar etkileyici olmasına rağmen olağanüstü düzeyde yoğun bir cinselliği içeriyor olması ve bütün bunları menfi tezahürlerle kitapta anlatması oldukça irrite edici, üzüntü verici ve fazlasıyla da uygunsuz. Cinselliğe tabu gözüyle bakan birisi değilim fakat neyin nasıl yaşandığı çok önemlidir. Zira kitapta cinsellik üzerinden evrensel ahlaka aykırı çok fazla motif var. Bir diğer önemli husus ise şu: Kitabın sonunda taşlar yerine hiç oturmuyor. Birçok belirsizlik ve boşluk oluşuyor. Ben olsam bu kitabı yeniden yazardım. Bazı kısımları çıkarırdım. Sonra ise kitaptaki olayları birbirine çok daha iyi bağlardım. Çok daha iyi bir son yazardım. Yani Haruki Murakami'nin yerinde olsaydım ben böyle yapardım.
Sahilde Kafka
Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209,9bin okunma
·
147 görüntüleme
Burak Soytürk okurunun profil resmi
Kitapta dikkatimi çeken, en çok hoşuma giden yerlerden birisi şu oldu: "Çoğu insan kedi denince, gün boyunca bir gölge bulup keyif çattığımızı, iş güçle uğraşmadan rahat bir yaşam sürdüğümüzü sanıyor, ama kedilerin yaşamı o kadar da toz pembe değil. Kediler güçsüz, kolayca yaralanan canlılardır. Ne kaplumbağalar gibi sert bir zırhımız ne de kuşlar gibi kanatlarımız var. Köstebekler gibi toprağa dalamaz, bukalemunlar gibi rengimizi değiştiremeyiz. Kedilerin her gün ne tür acılara maruz kaldığını, boşu boşuna bu dünyadan göçüp gittiğini insanların çoğu bilmez."
Burak Soytürk okurunun profil resmi
Diğer sevdiğim kısımlar: "Gözlerini kapatman, hiçbir şeyi değiştirmez. Gözlerin kapandı diye, hiçbir şey silinip gitmez." "Beni anımsamanı istiyorum. Yalnızca senin anımsaman yeter. Başkalarının unutması hiç umurumda değil." Kitabı okurken bazı cümlelerde kendimi ve onu buldum diyebilirim. O kim biliyorsunuz zaten.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.