Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Feyzullah Konyevi'nin Halid Meşal'i taziye yorumu:
Geçen günlerde Hamas'ın liderlerine bir taziye ziyaretinde bulunmuştuk. Oradaki o atmosferi kısa da olsa size biraz aktarmak istiyorum. Oradaki manevi havayı, onların bizden beklentilerini, onların durumunu biraz sizinle paylaşmak istiyorum. İsmail Haniye ve Halid Meşal’ın hepinize selamları vardı. Hepinizden dua bekliyorlardı ve sizlere dua ediyorlardı. Onların size gönderdiği selam üzerimde bir borçtu ve size iletmek için sabırsızlanıyordum. O borcu şimdi ödemiş olduk. Gerçekten tevekkül ehli, teslimiyet ehli, cihadın sahabe döneminde nasıl yapıldığını bize gösteren çok güzel insanlar. O kadar büyük bir tevekküle sahipler ki, İsmail Haniye; “Aslında Şehid yakınına taziyeye gelinmez, tebrik etmeye gelinir.” demişti. Öyle kalpleri mutmain ki, Allah-u Zülcelal'in onlara biçtiği bu kadere karşı o kadar hoşnutlar, o kadar razılar ki, Allah-u Zülcelal de onlardan razıdır inşaallah. Allah azze ve celle hepimize, onun takdirine karşı razı olmayı nasip eylesin. Allah-u Zülcelal hepimizi emirlerine karşı teslim olanlardan eylesin. Dediğim gibi, çok güzel bir atmosferdi, aynı zamanda manevi bir havası vardı. Yani o kadar güzel, o kadar insanı rahatlatan bir ortamdı ki; Sahabe-i Kiram'ın birbirlerine karşı muhabbetlerini, birbirlerine karşı yardımseverliğini, aynı şekilde orada görebiliyorsun. Onlara yapılan bütün eziyetlere ve cefalara rağmen, sana karşı tebessüm etmek için nasıl üzüntülerini baskıladıklarını görüyorsun. Aslında ruhi olarak üzüntüler onları çok yıpratmıştır, belki çökertmiştir. Ama onlar hala her defasında tekrar ayağa kalkmaya çalışıyor ve bunu deniyorlar. Ve gerçekten de ayağa kalkıp tekrar seni bir mümin olarak karşısında gördüğü için sana tebessüm edebiliyor. O kadar izzet sahibi insanlar, sen onların yanında onlara tavsiye etmekten haya ediyorsun. Ben kendisine de zaten şunu söyledim. Daha fazlasını da söyleyecektim fakat benim dilime ancak bunlar geldi. Dedim ki; Taziye'nin hikmetlerinden bir tanesi de teselli etmektir. Fakat nasıl sizi teselli edelim ki? Siz imanca bizden daha kuvvetli iken... Size nasıl sabrı tavsiye edelim ki? Sabrı siz bize öğretmişken... Siz bize "Hasbunallahu ve ni'mel vekil" sırrını öğrettiniz. Öyleyse size nasıl tevekkülü tavsiye edelim?! Nasıl, nasıl, nasıl tavsiye edelim ki; Sizin küçükleriniz dahi büyüklerimizden de büyükken… Hakikaten onların küçükleri dahi bizim büyüklerimizden de büyükler. Geçen yine bir şey duydum. Bir çocuk enkazın altından çıkartılıyor. Çıkar çıkmaz söylediği şey şudur: “Hamas'a selam olsun, bizi yıldıramayacaklar, teslim olmayacağız. Vatanımızı terketmeyeceğiz. Zafer bizimdir.” gibi manalarda sözler söylüyor. Bunu söyleyen bir çocuk, ancak büyüklerden daha büyük bir yüreğe sahip bir çocuk. O kadar imanı kuvvetli ki; o eziyetlerin içerisinde teslimiyetini hiçbir şekilde teslim etmiyor. O teslimiyetini muhafaza ediyor. O kadar kuvvetli ki maşallah, Allah-u Zülcelal onun için onlara zaferi de nasip edecektir inşaAllah. Bakmayın siz o kafirlerin, Yahudilerin on binlerce çoluk, çocuk herkesi öldürdüğüne. Bir tarafın çok ölüye sahip olması onların mağlup olduğunu göstermez. İyi düşünelim! Bir çocuk nasıl bunları dile getirebiliyor? Bir çocuk teslim olmayacağını, mücahede ve mücadele edeceğini söyleyebiliyorsa, burada büyük bir ruh var demektir.
··
179 görüntüleme
Zehra okurunun profil resmi
Devamını merak edenler üstadın X hesabından okusun çok güzel aktarmış
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.