Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Acının Çocuk Yaşı
Bakışları kababalığın içinde gezindi. Her hayatı görüyor ve fark ediyordu. Yalnızlıktan mutsuz olanları, yanında ki ile mutlu olmayıp katlanmak zorunda olanları, her şeye rağmen sahte de olsa gülümseyenleri ve daha nicesini...Her zamanki gibi sabahın soğuk ayazında çıkmış ayağını sıkan o dar ayakkabıları yırtık çorap giydiği ayağına geçirmişti. Üzerine giydiği her yeri yama olan kollu üstü onu soğuktan koruyamıyordu. Hazırlandıktan sonra hasta annesine hüzünlü bir tebessüm edip şimdi bulunduğu yere gelmişti. Her gün koşturarak okul yolunu tutan çocuklara hüzünlü gözler ile baktı.. Sonra gözlerinden o hüznü çabucak sildi. Bunu yapmaya hakkı yoktu. O annesinin sağlığı için seçmişti. Annesi... Ah! O muhteşem kadın. Küçüklüğünden beri annesine hep hayran olmuştu. Doğru ya hala küçüktü sekiz yaşında ne kadar büyük olabilirdi ki? Hayat onu erken büyütmüştü. Dışa karşı hep gardı havada olurdu. Her gün mendil satar para kazanırdı. Tabi bazen bir mendil dahi satamadığım olurdu. Bazı insanlar acıyarak bakar mendil satın alırdı. Bazı insanlar da içten tebessüm eder ondan iyi bir fiyata alırdı. Ama bunların dışında insanlar vardı...Îşte onlar dilenci gibi bakar ezerlerdi. Oysa o karşılıksız para istemiyordu ki. O gün yine aynı şeyler olmuştu. Fakat bugün Tanrı yüzüne gülmüş fazla satış yaparak sevinçle paraları cebine sıkıştırıp eve doğru yol almıştı. Hayat bu ki sevincini yeni yaşamışken kader onu annesinden ayırmıştı. Cebindeki paralar etrafa saçılırken ve bilinci açılmamak üzere kapanırken aklında sadece onsuz kalan hasta annesi vardı. Dudakları son kez aralamıştı ve şu sözler dökülmüştü " Tanrı bizden nefret ediyor anne."
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.