Gönderi

96 syf.
·
Not rated
Stalin dönemi ve sosyalizm eleştrisi gibi görünüp diktatörlük ve baskı rejimlerini yerden yere vuran, kapitalizme de dokunduran alegorik bir anlatıma sahip, insanlık varolduğu sürece modası geçmeyecek bir klasik. Bu kadar yalın bir dille, bu kadar akıcı ve basit bir anlatımla, taa 1945 de yazılan bir kitap nasıl olur da günümüz Türkiye’sinin son dönemlerini bu kadar güzel yansıtır? Kitapta üç kesim dikkat çekiyor. Ekonomimiz iyiye gidiyor çokomelli, zam değil fiyat ayarlaması diye diye ballıbadem ülkesi vaadederek kuralları kendi çıkarlarınca yeniden belirleyen, semirdikçe semiren yönetici kesim. İki ayaklılar kötüdür, 4 ayaklılar iyi, yasasin reisimiz diye slogan ata ata, sahte düşmana duyulan nefretle birleşen, milli duyguları sömürülen etinden sütünden faydalanılan kuru gürültücü koyun kesim. Bir de “Boxer isimli at” ın temsil ettiği, it gibi çalışan, üreten, ne kendine ne ailesine vakit ayırabilen, çalışmaktan sağlığından, canından hayatından olan ama bazen korkudan bazen de körlükten sesini çıkaramayan hakkını arayamayan üretici kesim. İçimi acıtan su ki; “Boxer” uzak bir karakter değil. Sen, ben, en yakın arkadaşın, sevgilin, eşin, ailen, annen, baban, biziz. Nelere susmak, neleri feda etmek zorunda kalıyoruz. Kitabın son cümlesi ise kapağını kapatıp insanı uzakta bir noktaya bön bön baktıracak etkiye sahip. ''dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor, ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.'' Şimdi eğitim çok kötü, bizim zamanımızda iyiydi diyen y kuşağına bir sözüm var. Bizim zamanımızda iyi(?) bir öğretim vardı, eğitimse hiçbir zaman iyi olmadı. Olsaydı bu ve bunun benzeri bir çok kitabı hepimiz lise yıllarında okumuş olurduk. Ama biz tarih diye anlaşma maddeleri , edebiyat diye şair isimleri ezberledik. Neyse sonuç olarak, zaten iki saatte bitiyor. Bu kitabı okuyun okutturun.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Kapı Yayınları · 2021248.1k okunma
·
114 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.