🍀Dün birisi:"Duyduğuma göre kitap yazıyormuşsun." dedi. Evet, dedim. "Yazarken bir kadını düşün." dedi. "Nazım Hikmet'e baksana, adam bir kadını yazdığı için dünya çapında tanınıyor. Bir kadın 9 insana bedeldir." dedi. "Kadınların ruh dünyası değişiktir, sana çok malzeme çıkar." dedi. Ben tebessüm etmekle yetindim.
Oradan birisi:"Sen daha yeni geldin, hocamı tanımıyorsun, adam sana cevap bile vermiyor, gülüp geçiyor. Sen onun derinliğini çözemezsin. Hayatından kaç kişi gelip geçmiş söylese aşağılık kompleksine girersin." dedi. "Bak şimdi sana bir cevap verir anlamak için ansiklopedi karıştırırsın." dedi. 😁😁
Estağfirullah, arkadaş kendi bakış açısıyla bir öneride bulundu. Ben sadece şunu demek isterim. Bir adam çok sevdiği bir kadına şiirler yazıyordu. Kadın adamı istemedi. Adam şiirler yazmaya devam etti. Ve günün birinde çok ünlü bir şair oldu. Yıllar sonra kadının yaşadığı şehre davet edildi ve büyük bir şiir dinletisi sundu. Dinleti bittiğinde kadın kolunda kocası ile adamın yanına geldi ve adama ''merhaba'' dedi. Adam ona sıradan bir insana bakar gibi baktı. Kadın: ''Beni tanıdın mı?'' dedi. Adam: ''Hayır tanımadım'' dedi. ''Nasıl tanımazsın! Uğruna şiirler yazdığın kadınım ben, seni şair yapan kadın'' dedi. Adam kadına baktı ve şöyle dedi: ''Keramet sende olsaydı, koluna taktığın adam da şair olurdu."
Sonra o kişiye, şunu da ekleyeyim dedim. As Good As It Gets filminde şu replik geçer:"Kadınları nasıl bu kadar iyi yazabiliyorsun?
- "Bir erkeği düşünüyorum sonra da mantık ve sorumluluğu çıkarıyorum."
Marifet, kadında değil yazandadır kardeşim, öyle bir kadını düşünmek kadar kolaysa bu iş, sen de yaz ilk okuyucun ben olacağım dedim. 😁😁
🌿🌿🌿